Mesajı Okuyun
Old 16-02-2015, 18:51   #2
Av. Fırat BİLBAY

 
Varsayılan

1-) Mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcının temerrüdü söz konusu ise yapılacak iş, satışın feshini dava etmek, aracın iadesini istemek, ayrıca iadeye kadar geçen sürede aracın kullanımından kaynaklanan bedeli ve varsa fevkalade yıpranmadan kaynaklı zararı talep etmektir.

2-) Hem satış mukavelesini feshedip hem de satışa ilişkin senetleri takibe koymak iyi niyetli ve hukuki bir girişim değildir. Mülkiyeti muhafaza sözleşmesinde aracı adına düzenlenen senetlere atıf yapılmış ve bu senetlerin araç satış bedeline ilişkin olduğu açıkça belirtilmiş ise, alıcı, satıcının fesih iradesi nedeniyle bu senetlerden ötürü borçlu olmadığını iddia edebilir.

3-) Aracın mülkiyeti halen satıcıda olduğundan alıcının borçları için 3. kişinin aracı haczetmesinde pratik zorluklar bulunmaktadır. (Mal nedeniyle satıcıya olan borçları ödeyip alıcıya mülkiyeti geçirme zorunluluğu gibi) Bu tip durumlarda kaydi malik satıcı olduğundan uygulamada satıcı aleyhine borç kurgulanarak (satıcının borçlu olarak gözüktüğü kurgu senetler yaratılarak) satıcı aleyhine icra takibi cihetine gidilmektedir. Bu da hukuka uygun bir yol olmadığından önermiyorum.

4-) Eğer sözleşme feshedilmeyecekse senetlerden vadesi gelenleri takibe koyunuz. Keşideciye karşı yapılacak takiplerde protesto çekilmiş olma zorunluluğu da bulunmamaktadır.