10-02-2015, 23:46
|
#2
|
|
Merhabalar,
Soruları cevaplamak gerekirse, 1- Rekabet yasağına ilişkin hükmün hizmet sözleşmesi içinde bir madde olarak ya da müstakil bir sözleşme olarak düzenlemesinin hukuki değeri aynı olacaktır. Önemli olan ne kadar detaylandırılacağı ve hangi başlık altında düzenleneceğidir.
Bu kapsamda, İş Hukukunda rekabet yasağı, iş sözleşmesi devam ederken ve iş sözleşmesi sona erdikten sonra rekabet etmeme borcu olarak iki şekilde incelenmektedir. İş sözleşmesi devam ederken, işçinin işverenle rekabet yasağının kaynağını işçinin "sadakat borcu" oluşturmaktadır. Bu kapsamda çalışanın işverene "sadakat borcu" sebebiyle tarafların rekabet yasağı sözleşmesi yapması ya da iş sözleşmesine rekabet yasağı kaydı konulması gerekmemektedir. Çünkü, bu yükümlülük çalışanın sadakat borcundan gelmektedir. Yine de iş sözleşmesinde bu husus tanımlanabilirse lehe olacaktır.
Dikkat edilmesi gereken husus, iş sözleşmesinin sona ermesi ile birlikte sadakat borcu da ortadan kalkmaktadır. Eğer sözleşmenin tarafları rekabet etmeme yükümlülüğünün iş sözleşmesi sona erdikten sonra da devam etmesini istiyorsa ya iş sözleşmesine bu konuda bir şart koymalı ya da ayrı bir rekabet yasağı sözleşmesi (yukarıda belirttiğim gibi iş sözleşmesinin içinde bir madde de olabilir, müstakil bir sözleşme de olabilir) yapmalıdır.
2- İş sözleşmesinde cezai şartın geçerlilik şartları vardır. Yargıtay kararlarına göre: (Örneğin: YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ E. 2006/6891 K. 2006/15193 T. 23.5.2006 kararı)"CEZAİ ŞART ALACAĞININ ÖDETİLMESİ Ancak İşçinin Müşterileri tanımasından ve Esrara Nüfuzundan İstifade Ederek İş Sahibine Hissolunacak Derecede Bir Zarar Husulüne Sebebiyet Verebilecek İse Caiz Olduğu" şeklindedir. Yine aynı kararda; REKABET YASAĞI SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN CEZAİ ŞART "Ancak İşçinin Müşterileri Tanımasından ve Esrara Nüfuzundan İstifade Ederek İş Sahibine Hissolunacak Derecede Bir Zarar Husulüne Sebebiyet Verebilecek İse Caiz Olduğu" durumlarda söz konusu olacaktır.
Selamlar,
Av. Ferman Kaya
|