Mesajı Okuyun
Old 13-03-2007, 12:16   #2
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Bono mücerret borç doğurduğundan 3. kişinin bonoyu devralırken bononun bedelsiz olduğunu bildiğini ve kötüniyetli veya ağırkusurlu olduğunu ispatlamadıkça bono bedelini ödemek zorundasınız.3. kişi lehdarın yakını veya akrabası ise veya aranızdaki sözleşmeyi bilebilecek durumda biriyse bu iddianızı şahitle dahi ispatlayabilirsiniz, aksi halde menfi tespit davasını kazanmanız zor. Yine de menfi tespit davasını lehdar ve hamil aleyhine açmakta veya sadece hamil aleyhine açıp ileride tazminat davasına muhatap olacağını bildirereklehdara davayı ihbar etmekte fayda var diye düşünüyorum.

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 1986/5226
K. 1986/5081
T. 7.10.1986
• TANIKLA İSBAT ( Hamilin Borçlu Zararına Davranması )
• HAMİLİN BORÇLU ZARARINA DAVRANDIĞININ İSPATI ( Tanık )
1086/m.293
6762/m.599,737
2004/m.72
ÖZET : Mahkemece davalı İ`nin verdiği ibranameyle davacıdan alacağı kalmadığını beyan ettiği, diğer davalı M`nin senetleri bedelsiz kaldıklarını bile bile devraldığının tanık beyanlarıyla subuta erdiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi doğrudur.

DAVA: Taraflar arasındaki davadan dolayı Yunak Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 6.9.1985 tarih ve 86-184 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı Mustafa vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı nevakısın ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu kerre dosya ikmalen gelmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR: Davacı vekili, müvekkilinin davalı İ`den haricen jeep satın aldığını ve karşılığında her biri 5.8.1982 vadeli biri ( 400.000 ) liralık diğeri ( 425.000 ) liralık iki bono düzenleyip davalı İ`ye verdiğini, daha sonra jeepin hacizli çıkması üzerine satıştan vazgeçilerek taşıtı İ`ye iade ettiğini, senetlerin o sırada yanında olmadığını söyleyen davalı İ`nin mezkur bonolar nedeniyle alacağı kalmadığına dair noterden tasdikli bir ibranameyi davacıya verdiğini, müvekkilinin bu arada diğer davalı M`ye de senetlerin bedelsiz kaldığını bildirdiğini, ancak kötüniyetle hareket eden davalı M`nin mezkur bonoları ciro yoluyla İ`den devraldığını ve müvekkili aleyhine icra takibine giriştiğini ileri sürerek müvekkilinin toplam ( 825.000 ) lira tutarındaki bonolarla borçlu olmadığının tespitini talep etmiş, daha sonra dava sırasında nizalı borcun icra tehdidiyle ödendiğini belirterek davasını istirdat istemine dönüştürmüştür.

Davalı İ. sattığı jeepi daha sonra hacizden kurtardığını, davacının buna rağmen tek yanlı olarak satışı bozduğunu savunmuştur.

Diğer davalı M. vekili müvekkilinin bonoları iyiniyetle edindiğini, senetlerin müvekkiline ciro ve tesliminden çok sonra davacı ile davalı İ`nin hileli olarak anlaşmasıyla davacıya ibraname verildiğini, borçlu ile lehdar arasındaki bedelsizlik defi`nin iyiniyetli hamile karşı serdedilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece davalı İ`nin verdiği ibranameyle davacıdan alacağı kalmadığını beyan ettiği, diğer davalı M`nin senetleri bedelsiz kaldıklarını bile bile devraldığının tanık beyanlarıyla subuta erdiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hüküm davalı M. vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve hamil M`nin cirantası İ`ye rücu hakkı bulunmasına göre davalı M`nin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davalı M. vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 20.250 lira harcın davalı M.`den alınmasına 7.10.1986 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.