Mesajı Okuyun
Old 15-01-2015, 23:12   #2
av.gokcen

 
Varsayılan

Merhabalar,

Söz konusu taşınmaz, tarafların aile konutu ise, bu durumda tapudaki kaydına aile konutu şerhi işlenmesi mümkündür.Böylelikle taşınmazın tapu maliki eşin, boşanma davası kesnleşinceye kadar taşınmazı satmasının önüne geçebilirsiniz.

Taşınmaz kredi ile alındığına göre üzerine ipotek tesis edilmiş ise bu durumda kredi borcu ipotek ile teminat altındadır. Tapuda malik olan eşi, borcu müvekkilinizin ödeyeceğini, ödemediği durumda da taşınmazda ipotek olduğundan bankanın bu suretle paraya çevireceğini, o nedenle endişe duymasına gerek olmadığını söyleyebilirsiniz.Malik eşin borcun kendisine kalacağı yönündeki ifadesine karşılık böyle bir açıklama ile tarafları uzlaşmaya yönlendirebileceğinizi düşünüyorum.

Ancak taraflar uzlaşamaz ise (taşınmazın 3 yıl önce alındığını belirtmişsiniz, edinilmiş mal olarak kabul ederek) edinilmiş mallara katılılm rejiminin tasfiyesi ve katılma alacağı talebiyle dava açmanızı, taşınmaz üzerine tedbir konulmasını talep etmenizi öneririm. Tabi bu davada boşanma davasının kesinleşmesi beklenecek.

Ancak kredileri müvekkiliniz tamamını çalışması karşılığı edindiği geliri ile değil de mesela bir kısmını miras kalan bir para ya da düğünden bu yana sakladığı altınları, karşıkılsız bir kazandırma şeklinde ya da evlilik öncesi birikimi ile yani kişisel malı ile ödüyor ancak taşınmaz davalı eş adına kaydedilmişse, edinilmiş mala kişisel maldan yaptığı katkıyı değer artış payı olarak talep edebilir.

Ancak tüm bu talepler, nakdi taleplerdir, ayni talepler değildir.

Tarafların uzlaşması her zaman tercih edilmelidir kanaatindeyim, ancak uzlaşma mümkün olmaz ise boşanma davası sonucunda boşanma kararı verileceği ve müvekkiliniz lehine tazminata hükmedileceği kanaatinde iseniz, katılma ve/veya değer artış payı talebiyle dava açmak konusunu da değerlendirmenizi ve taşınmazın satılması konusunda şüpheleriniz var ise bir an evvel tedbir talebiyle dava açmanızı öneririm.

İyi çalışmalar