Mesajı Okuyun
Old 19-12-2014, 19:32   #3
Ersin Kürşat Balkan

 
Varsayılan

Yargıtay 14 Ceza Dairesi
Esas No : 2012/13148
Karar No : 2012/10807

Cinsel taciz suçundan sanık H. K.'ın yapılan yargılaması sonunda; atılı suçtan mahkûmiyetine dair Ereğli(Zonguldak) 1. Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 10.10.2007 gün ve 2007/240 Esas, 2007/570 Karar sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelendi;
Sanık müdafiin yüzüne karşı verilen 10.10.2007 tarihli hükmün süresinden sonra 05.03.2008 tarihinde temyiz edildiği anlaşılmış ise de; Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07.11.2006 gün ve 2006/213-229 sayılı Kararında ayrıntısı açıklandığı üzere; CMK.nın 34/2, 231/2 ve 232/6. maddeleri gereğince kararda başvurulacak kanun yolu, süresi, mercii ve başvuru şeklinin açıkça gösterilmesi gerektiği, aksi halde aynı Kanunun 40. maddesi uyarınca eski hale getirme nedenlerinin oluşacağı, 10.10.2007 tarihli hükümde ise kanun yolu süresinin tebliğ tarihinden itibaren başlayacağı belirtilip, sonrasında mahkemece bu yanılgının fark edilmesi üzerine gerekçeli kararın 04.03.2008 tarihinde sanık müdafiine tebliğ edilmiş olması, 05.03.2008 tarihinde de temyiz dilekçesi verilmesi karşısında tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmeyerek, anılan hükümlere aykırı davranılarak sanık müdafiin yanıltıldığı anlaşıldığından, temyizin süresinde olduğu kabul edildikten sonra gereği düşünüldü:

Dosyada bulunan iletişim tespitine ilişkin arama kayıtları içeriğinden sanık ile mağdurenin karşılıklı olarak 72 görüşme ve mesajlaşmalarının bulunduğu, görüşmelerin bazılarının 18-19 dakikayı bulduğu, mağdurenin beyanında sanığa sadece 2 mesaj çektiğini, bu mesajlarında da kendisini rahatsız etmemesini söylediğini iddia etmiş ise de, iletişim kayıtlarından mağdurenin ayrı günlerde sanığa toplam 16 mesaj çektiği ve 9 defa da aradığının anlaşıldığı, özellikle 26.03.2007 günü saat 20.47'den sonra mağdurenin sanığa 2 defa mesaj gönderip 1 defa aradıktan sonra sanığın mağdureyi aradığı, bir sonraki günün sabahında yani 27.03.2007 günü saat 07.50'de sanık henüz mağdureyi telefonla rahatsız etmemişken, mağdurenin sanığa çağrı bıraktığı gözününe alındığında, mağdurenin kendisini rahatsız ettiğini iddia ettiği bir şahsa sabah erkenden çağrı bırakmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, sanık ve mağdurenin konuşma sürelerinin uzunluğu ve karşılıklı olarak arayıp mesajlaştıkları gözönüne alındığında mağdurenin bu eylemlere rızasının bulunduğunun kabulü gerektiği gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi, kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.