Mesajı Okuyun
Old 05-12-2014, 14:55   #4
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın Gürgezoğlu,

Anlatımınıza göre bazı usul hataları olduğunu kabul etmek gerek. Lakin ben, bir hak zayii söz konusu olduğu kanaatinde değilim. Şöyle ki:

Davacı= Müteahhit "D"
1. davalı= Arsa sahibi "S" (dava açıldığı tarih 2009'da tapu maliki)
Davada taraf olmayan= X (dava açıldıktan bir yıl sonraki 2010 tarihinde tapu maliki)
2. davalı= "M" (karar tarihinde tapu maliki)
Talep=tapu iptal ve tescil

"D", "S"'ye dava açtıktan sonra, dava devam ederken, müddeabih "X"'e temlik edilmekle mahkemenin HUMK m.186 gereği "D"'ye "davasını tapu iptal ve tescil olarak X'e karşı mı devam ettireceğini, yoksa S'ye karşı zarar ziyan davasına mı dönüştüreceğini" sorması gerekirdi. Dava tapu iptal ve tescil olarak karara bağlandığına göre D'nin iradesinin, davaya tapu malikine karşı devam etmek yönünde olduğunu varsayalım. Akabinde X de M'ye devir yapmış; mahkeme yine HUMK m.186 gereği D'ye tercihini sorması gerekirdi. Yine kararın içeriği muvacehesinde D'nin iradesinin, davaya tapu malikine karşı, yani M'ye karşı devam etmek yönünde olduğunu varsayalım. Bu usuli şartları yerine getiren mahkeme delilleri değerlendirip (ki söyleminize göre değerlendirmiş) "istem tapu iptal ve tescil olmakla"; tapu maliki M üzerindeki tapunun iptali ile D adına tescile karar verecekti. Mahkeme ne yapmış? M üzerindeki tapunun iptali ile D adına tescile karar vermiş... Evet usul hataları var (HUMK m.186'yı işletmemek, birleşen dava hakkında hüküm ittihaz etmemek v.b.); fakat neticede hak zayiinin söz konusu olduğu kanaatinde değilim.