Mesajı Okuyun
Old 30-11-2014, 12:45   #4
halit pamuk

 
Varsayılan

İlk önce aleyhinize söylenebilecek savunmadan bahsedeyim:

Manevi tazminatın bölünemezliği kabul edildiği için, ibra sonrası, manevi tazminat talebinin diğer kısmının saklı tutulması söz konusu olmayacağından manevi tazminat davası açılamaz savunması yapılabilir.


Buna karşın, davacı olarak şunlar söylenebilir :

manevi tazminat talebi şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hak olup velayet kullanılmayacağı iddia edilebilir.

Ayrıca, ibra sözleşmesinin gabin ya da irade bozukluğu nedenlerine dayalı olarak nedeniyle iptali gerektiği zira karşı tarafın zor durumda olmasından yararlanarak ibra sözleşmesi yapıldığı gerekçesiyle geçersiz olduğu iddia edilebileceği kanaatindeyim.

Üçüncü olarak adam çalıştıranın sorumluluğu kapsamında, kusursuz sorumluluğuna gidilecek kişiler de manevi tazminattan sorumlu olurlar. Ancak rücu edilmesini ortadan kaldıran bir ibra ise, müteselsil borçlulardan birini ibra, diğerini de etkileyecektir.


Konuya ilişkin bir Yargıtay kararı (KTK 111. maddesinde özel düzenlemeye ilişkin olsa da genel olarak fikir verebilir):


Yargıtay
4. Hukuk Dairesi

Esas : 2010/12404
Karar : 2012/437
Tarih : 18.01.2012

* TRAFİK KAZASI NEDENİYLE TAZMİNAT
* ZARARIN HESAPLANMASI


Özet: Davalı sürücünün asli kusuru ile meydana gelen trafik kazasında davacıların muhtelif derecelerde yaralandıkları, kazadan kısa bir sonra davacıların maddi ve manevi zararlarının karşılandığı gerekçesi ile davalıları ibra ettikleri, bu kapsamda davalıların davacı tarafa araba verdiği anlaşılmakla; ibranamenin manevi zararı da kapsadığı, davacılara teslim edilen "araba" ile manevi zararın karşılandığı kabul edilmelidir. Manevi tazminatın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince manevi zarar karşılığı olarak istenebilecek manevi tazminat bölünerek istenemez. Aynı olay nedeniyle yeniden manevi tazminat istenemeyeceği gözetilmelidir.

(818 s. BK m. 41, 47)

Davacı Ayten ve Nihat (kendilerine asaleten çocukları Nurdan, E.Nur ve Cansu'ya velayeten) vekili tarafından, davalı Selçuk ve Edip aleyhine 16.08.2004 gününde verilen dilekçeyle tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 18.05.2010 günlü kararın YARGITAY'ca incelenmesi davalılar ve dahili davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan raporla dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz İTİRAZLARI REDDEDİLMELİDİR.

2- Davalıların diğer temyiz itirazına gelince:

Dava, davalı sürücünün asli kusuru sonucu meydana gelen trafik kazasında yaralanan davacıların maddi ve manevi tazminat TALEBİNDEN İBARETTİR. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.

Dosya arasında mevcut bilgi ve belgelerden, davalı sürücünün asli kusuruyla meydana gelen trafik kazasında davacıların muhtelif derecelerde yaralandıkları, kazadan kısa bir süre sonra davacıların maddi ve manevi zararlarının karşılandığı gerekçesiyle davalıları ibra ettikleri, bu kapsamda davalıların davacı tarafa araba verdiğinin sabit olduğu, davacıların tespit edilen maddi zararıyla ibraname arasındaki açık orantısızlık nedeniyle ibranamenin mahkemece makbuz niteliğinde kabul EDİLDİĞİ ANLAŞILMIŞTIR. Davacılar yukarıda sözü geçen ibranameyle davalıları manevi zararları yönünden de İBRA ETMİŞLERDİR. Davalılarca, davacılara teslim edilen "araba" ile manevi zararın karşılandığı KABUL EDİLMELİDİR. Manevi tazminatın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince manevi zarar karşılığı olarak istenebilecek manevi tazminat bölünerek istenemez. Bu durumda davacı tarafın aynı olay nedeniyle yeniden manevi tazminat isteyemeyeceği gözetilerek manevi tazminat davasının tümden reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamış, kararın bu yönden davalılar yararına BOZULMASI GEREKTİRMİŞTİR.

SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalılar yararına (BOZULMASINA), davalıların diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18.01.2012 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.