Mesajı Okuyun
Old 25-10-2014, 17:08   #2
ahmetyılmaz

 
Varsayılan

Davalının hükümlü olması nedeni ile TCK 53 gereğince velayet hakkından yoksun bırakıldığı düşünüldüğünde velayeti talep etmesinin bir anlamı olacağını düşünmemekteyim. Velayet hususunda ise aşağıda ki kararı incelemenizin yararı olacağını düşünmekteyim.

T.C. YARGITAY

2.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/9116

Karar: 2004/10227

Karar Tarihi: 20.09.2004

(4721 S. K. m. 346, 347) (4787 S. K m. 6)

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Velayet düzenlemesi kamu düzeni ile ilgilidir.

Velayet düzenlenirken analık, babalık duygularından önce çocuğun geleceği, ihtiyaçları, bedeni ve fikri gelişimi öncelikle dikkate alınmalıdır.

Küçükler davacı anne yanında değildir. Müşterek çocuklar 19.9.1997 ve 19.4.1999 doğumlu olup, babaannesi ile birlikte kalmaktadırlar. Davalı koca; davacı eşini öldürmeye teşebbüs etmek, eşinin ilişkide bulunduğu şahsı öldürmek suçlarından cezaevinde hükümlü olup, kendisine vasi atanmıştır. Bu nedenle davalı baba velayet görevini yerine getiremeyecektir. Davacı anne ise velayeti almaktan ısrarla kaçınmaktadır. Ananın bu ilgisizliği ve tutumu karşısında çocukların velayetlerinin davacı anneye verilmesi çocuklara yarar değil zarar getirecektir. O halde Türk Medeni Kanununun 346 ve 347. maddeleri ile 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 6. maddesi hükümleri de re'sen gözetilerek uygun bir karar verilmesi gerekirken, çocukların velayetlerinin anneye verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Sonuç: Temyiz olunan karamı gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.20.09.2004