Mesajı Okuyun
Old 23-10-2014, 22:13   #4
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan Katkı..

Aşağıdaki kararları inceleyiniz.

12.Hukuk Dairesi
Esas: 2013/13008
Karar: 2013/22791
Karar Tarihi: 18.06.2013

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi M. T. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği düşünüldü:

Karar: 1581 Sayılı Kanunun 12. maddesi: <kooperatiflerin krediyle ilgili alacak senetleri, kayıtları ve her türlü taahhütname ve sözleşmeler ortağın oturduğu veya kooperatifin bulunduğu köy ve mahalle ihtiyar heyetleri tarafından parasız olarak tasdik olunur. Bu suretle tasdik olunan senetler ve belgeler İ.İ.K.nun 38. maddesinde yazılı belgeler hükmündedir.> açıklamasını getirmiştir. İ.İ.K.nun 38. maddesine ise: <mahkeme huzurunda yapılan sulhler-kabuller ve para borcu ikrarını havi resen tanzim edilen noter senetleri ve temyiz kefalet numuneleriyle icra dairelerindeki kefaletler ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir.> hükümlerini içerdiğinden takip dayanağı 1581 Sayılı Tarım Kredi Kooperatifi borç senedi ilam niteliğindedir.

İ.İ.K.nun 68/1. maddesi gereğince: talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen <borç ikrarını> içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir.

Somut olayda takibin ilam niteliğindeki belgeye dayandığı ve bu belgenin anılan madde kapsamında kaldığı mahkemece nazara alınarak, itirazın kaldırılması talebinin kabulü yerine, yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi isabetsizdir. Diğer yandan:

Borçlu kooperatif yetkilisi itirazın kaldırılması isteminin mahkemede incelenmesi sırasında 18.9.2012 tarihli celsede <biz krediyi çektik, kooperatif olarak inşaat yaptık, hayvanların birçoğu öldü, borcumuzu ödemeye çalışacağız> şeklinde beyanda bulunmakla alacaklının artık İ.İ.K.nun 68/1 maddesinde belirtilen bir belgesinin mevcut olup olmadığı üzerinde durulmasına gerek ve yer yoktur. Çünkü anılan maddede yazılı belgelerle ispatlanacak olan <hukuki ilişki ve borçtur.> Borçlu hukuki ilişki ve borcu kabul edip borcu ödemeye çalışacaklarını ileri sürdüğüne göre kabul edilen bir hususun ayrıca İ.İ.K.nun 68/1 maddesinde yazılı belgelerle ispatına yer olmadığı kabul edilmelidir (H.G.K. 4.12.1985 tarih ve 1984/12-527 E. 984. K.). Mahkemece anılan sebeple de itirazın kaldırılması isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi yönünde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

Sonuç: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İ.İ.K.nun 366 ve H.U.M.K.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Yargıtay Hukuk Genel Kurulu
Esas: 1984/12-527
Karar: 1985/984
Karar Tarihi: 04.12.1985

Dava: Taraflar arasındaki <itirazın kaldırılması> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 6. İcra Tetkik Merciince davanın reddine dair verilen 21.10.1983 gün ve 313-684 sayılı kararın incelenmesi davacı (alacaklı) vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 08.02.1985 gün ve 11458-1197 sayılı ilamiyle; (… Takip dayanağı belge İİK’nun 68. maddesinde yazılı belgelerden değilse de borçlu borca itiraz etmemiş, ödendiğini ileri sürmüştür. Bu durumda uyuşmazlığın hallinin mahkemenin görevinde olduğu genel haciz yolu ile takip yapılması için borcun kabulü halinde belgeye dahi ihtiyaç bulunmadığı düşünülmeden işin muhakemeten hallinin gerektiğinden bahis ile itirazın kaldırılması isteğinin reddolunması isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dosyadaki tutanak ve kanıtlara bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Davacı (Alacaklı) vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, isteği halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 04.12.1985 gününde oybirliği ile karar verildi.

Saygılarımla,