14-10-2014, 11:22
|
#1
|
|
Takip Aşamasında Kabul Edilen Borçtan Ötürü Takip Kesinleştikten Sonra Menfi Tespit Davası Açılabilir mi?
Değerli meslektaşlarım;
Müvekkil şirket bir kısım işlerin yapılması için x şirketi ile bir taşeronluk sözleşmesi imzalıyor.
İş'in büyük bir kısmı tamamlanıyor ve cari hesaba göre x şirketi müvekkil şirketten 100 lira alacaklı ve bu alacağının tahsili için faturaya dayalı ilamsız icra takibi başlatıyor.
Müvekkil şirket takip esnasında vekili aracılığı ile verdiği dilekçesinde borcun bir kısmına itiraz ediyor,bir kısmını ise kabul ediyor ve takip kabul edilen miktar açısından kesinleşiyor ve bu kısım için herhangi bir ödemede yapılmıyor,şirket araçlarına haciz konuluyor.
Bu safhadan sonra;Taşeron'un yapmış olduğu işler'de gerek iş sahibi idare,gerekse de bilirkişi tespiti yapılması suretiyle eksiklikler tespit ediliyor ve bu eksiklikleri gidermesi aksi halde nam ve hesabına yapılacağına dair taşeron'a ihtarname gönderiliyor,taşeron verilen sürede işleri tamamlamıyor,bunun üzerine bu eksik işler müvekkil firma tarafından 3. şahıs firmaya fatura karşılığında taşeron'un nam ve hesabına tamamlattırılıyor.
Şimdi bu aşamada;Taşeron'un nam ve hesabına yaptırılan işler bedeline delil olarak dayanılarak,borcun kabul edilip kesinleştiği icra dosyasından mütevellit,şirketin hukuki yararı olduğundan beyan ile menfi tespit davası açılması mümkün müdür?
Yoksa bu taşeron nam ve hesabına yaptırılıp ödenen işler bedeli için ayrı bir alacak davası ya da dosya borcu ödenerek istirdat davası açılması mı daha sağlıklı olur?
İyi çalışmalar dilerim.
|