Mesajı Okuyun
Old 02-10-2014, 07:38   #2
siloos

 
Varsayılan

T.C
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/5610
K. 2009/13803
T. 23.6.2009
• USULSÜZ TEBLİGAT ( Birinci Haciz İhbarnamesinin Usulsüz Olarak Tebliğ Edildiği ve Süresinde Şikayet Yoluna Başvurulduğu - Yine Usulsüz Tebliğ Edilen İkinci ve Üçüncü Haciz İhbarnamelerinin Yok Hükmünde Sayılacağı/Bu İhbarnamelere Karşı Şikayet Yolunun Süreye Tabi Olmayacağı )
• BİRİNCİ HACİZ İHBARNAMESİ ( Usulsüz Olarak Başka Şirketin Çalışanına Tebliğ Edildiği ve Süresinde Şikayet Yoluna Başvurulduğu - Yine Usulsüz Tebliğ Edilen İkinci ve Üçüncü Haciz İhbarnamelerinin Yok Hükmünde Sayılacağı )
• YOK HÜKMÜNDE İŞLEM ( Birinci Haciz İhbarnamesinin Usulsüz Olarak Tebliğ Edildiği ve Süresinde Şikayet Yoluna Başvurulduğu - Yine Usulsüz Tebliğ Edilen İKinci ve Üçüncü Haciz İhbarnamelerinin Yok Hükmünde Sayılacağı )
• ŞİKAYETİN SÜREYE TABİ OLMAMASI ( Birinci Haciz İhbarnamesinin Usulsüz Olarak Tebliğ Edildiği ve Süresinde Şikayet Yoluna Başvurulduğu - Yine Usulsüz Tebliğ Edilen İkinci ve Üçüncü Haciz İhbarnamelerinin Yok Hükmünde Sayılacağı/Bu İhbarnamelere Karşı Şikayet Yolunun Süreye Tabi Olmayacağı )
2004/m. 16, 89
7201/m. 12, 13, 32
Tebligat Tüzüğü/ m. 18.

ÖZET : Şikayetçi şirket adına çıkarılan birinci haciz ihbarnamesi şirket yetkilisi bulunmadığı açıklaması ile daimi işçiye tebliğ edilmiştir. Tebliğ işlemi bu hali ile Tebligat Kanunu'nuna uygun ise de şirket adına tebligat yapılan kişinin tebliğ işleminin muhatabı olan şikayetçi şirketin değil başka bir şirketin işçisi olduğu sigorta kayıtları ile sabittir. Yapılan tebligat usulsüzdür. İkinci haciz ihbarnamesi için çıkarılan tebligatta yine yetkisiz kişilere yapılmıştır. Üçüncü haciz ihbarnamesi de usule aykırı olarak muhatabın daimi işçisine tebliğ edilmiştir. Birinci haciz ihbarına süresinde itiraz edilmesi nedeniyle artık şikayetçiye ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesi çıkarılamaz. Bu nedenle birbirine bağlı işlemlerden oluşan uygulamada, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnameleri yok hükmündedir. Dolayısı ile yasanın bu hükmüne aykırı olarak çıkarılan 89/2 ve 89/3 haciz ihbarlarına karşı şikayet süreye tabi değildir. İcra mahkemesince şikayetin kabulü gerekir.

DAVA : Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine; bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat, selahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise yalnız birine yapılır. Aynı kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacakları bir halde oldukları halde tebliğ orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birisine yapılır. Tebligat Tüzüğünün 18. maddesinde de selahiyetli kişilerin bulunmadığının tebliğ mazbatasında gösterilmesi lüzumu hüküm altına alınmıştır.

İ.İ.K.'nun 89. maddesi gereğince şikayetçi şirket adına çıkarılan birinci haciz ihbarnamesi şirket yetkilisi bulunmadığı açıklaması ile daimi işçisi Şevket imzasına tebliğ edilmiştir. Tebliğ işlemi bu hali ile Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine uygun ise de şirket adına tebligat yapılan Şevket'in tebliğ işleminin muhatabı olan şikayetçi şirketin değil başka bir şirketin işçisi olduğu sigorta kayıtları ile sabittir. Bu nedenle anılan tebliğ işlemi Tebligat Kanunu'nun 13. maddesi hükmüne aykırı olmakla usulsüzdür.

İ.İ.K.'nun 89. maddesi gereğince şikayetçi şirket adına çıkarılan ikinci haciz ihbarnamesi ise muhatabın yetkilisi olduğunu beyan eden Zehra imzasına tebliğ edilmiştir. Ancak dosya içinde mevcut 13.04.2005 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi'ne göre Zehra'nın şirketin yetkili temsilcilerinden olmadığı görülmektedir. Bu nedenle ikinci haciz ihbarnamesi tebliğ işlemi 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesi hükmüne ve usule aykırı olup, usulsüzdür.

Öte yandan üçüncü haciz ihbarnamesinin muhatabın daimi işçisi sıfatı ile Mehmet'e tebliğ edildiği görülmektedir. Bu durumda Tebligat Tüzüğünün 18. maddesine aykırı olarak borçlu şirket yetkililerinin tebligat tarihinde adreste bulunmadığı belirlenmeden doğrudan doğruya temsil yetkisi bulunmayan şirket çalışanına yapılan tebligat usulüne uygun bulunmamaktadır. Bu ilkeler Hukuk Genel Kurulu'nun 22.06.1988 tarih 1988/12-266 sayılı kararında da kabul edilmiştir.

Bu durumda 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesine göre İİK'nun 89/1. maddesi uyarınca gönderilen birinci haciz ihbarının tebliğ tarihi olarak şikayet dilekçesinde bildirilen 25.12.2007 tarihinin kabulü gerekmekle, şikayetçinin icra dairesine sunduğu 28.12.2007 tarihli itiraz süresindedir. Birinci haciz ihbarına süresinde itiraz edilmesi nedeniyle artık şikayetçiye ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesi çıkarılamaz. Bu nedenle birbirine bağlı işlemlerden oluşan uygulamada, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnameleri yok hükmündedir. Dolayısı ile yasanın bu hükmüne aykırı olarak çıkarılan 89/2 ve 89/3 haciz ihbarlarına karşı şikayet İ.İ.K.'nun 16/2. maddesine göre, bir hakkın yerine getirilmesi ile ilgili olduğundan süreye tabi değildir.

Açıklanan bu ilkelere göre İcra mahkemesince şikayetin kabulü ile birinci haciz ihbarı tebliğ tarihinin 25.12.2007 olduğuna karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle istemin reddi tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 23.06.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.