Alıntı: Yazan Avukat Kaya İyi çalışmalar değerli meslektaşlarım. Bir konuda görüşlerinizi almak istiyorum. Müvekkilim 2010-2011 yılları arasında resmi bir kurumun servis işini ihale ile üstlenmiştir. Bu işi yaklaşık 30 adet servis aracı ile icra etmiştir. Araçların 25 tanesi başka şahıslara, beş tanesi kendisine aittir. İşin bitiminde, SGK, resmi kurumdan; ihale ile çalıştırılan araçların plakalarını ve şöförlerin isimlerini kendisine bildirmesini istemiştir. Kurum, cevaben; araçların plakalarını ve şöförlerin kimlerden oluştuğuna dair kesin bir bilgisinin olmadığından bahisle SGK'ya olumlu yanıt vermemiştir. Sonrasında müvekkilim, 30 adet aracın plakalarını ve şöforlerin isimlerini SGK' ya haricen bildirmiştir. Tüm bu gelişmelerden sonra, SGK, 30 kişi adına resen prim hizmet belgesi düzenleyerek 120.000 TL prim borcu çıkarmıştır. İş bu borca itiraz edilmiş, ancak itiraz komisyon kararı ile reddedilmiştir. Müvekkilimin çalıştırdığı araçların 25 tanesi başka şahıslara aittir. Bu şahısların tamamı araçlarda şöfor olarak çalışmakta olup SGK'da Bağkur'lu sıfatıyla gözükmektedirler. Primlerini düzenli olarak kendileri yatırmaktadır. Geriye kalan 5 aracın şöförlerin primleri müvekkilim tarafından ödenmektedir. Kısacası araçlarda çalışan tüm şöförler SGK'lıdır. Buna rağmen haksız şekilde prim borcu çıkartılmıştır. İdare Mahkemesinde dava açmayı düşünüyorum.Bu alanda çok tecrübem olmaması nedeniyle sizlere şunu sormak istiyorum. Olay gerçekten bu kadar basit mi? Yani SGK' nın prim tahakkuk etmesinin gerçekten başka bir hukuki sebebi olabilir mi? Kısacası haklılar mı? Tecrübelerinizden faydalanmak dileğiyle.. İyi çalışmalar

Sayın meslektaşım, SGK tarafından tahakkuk ettirilen prim borçlarına karşı iş mahkemesinde, para cezalarına karşı idare mahkemesinde dava açılıyor.(5510 Sa. K. 83,85,86. m)Bu hususu atlamamanızı öneririm. Sorunuzun diğer kısmına gelince; evet olay gerçekten bu kadar basittir. SGK tahakkuk ettirir, dava ile uğraşmak size düşer.