Mesajı Okuyun
Old 29-08-2014, 14:55   #2
Av.Rıdvan Ergün

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

E. 1998/8352

K. 1998/10335

T. 6.10.1998

• TAZMİNAT DAVASI ( Trafik Kazası Nedeniyle )

• ZAMANAŞIMI DEF'İ ( İlk İtiraz Olmaması )

• ESASA YANIT SÜRESİ İÇİNDE İLERİ SÜRÜLMEYEN ZAMANAŞIMI DEF'İ ( Savunmanın Genişletilmesi Yasağı Nedeniyle Dikkate Alınmaması )

• SAVUNMANIN GENİŞLETİLMESİ YASAĞI ( Zamanaşımı Def'inin Esasa Yanıt Süresi İçinde İleri Sürülmemesi )

• MÜŞTEREK MÜTESELSİL BORÇLU ( Süresinde Zamanaşımı Def'inde Bulunanın Yararlanması )

2918/m.85

1086/m.187,202

818/m.134


ÖZET : Zamanaşımı def`i ilk itiraz olmamakla birlikte esasa yanıt süresi içinde ileri sürülmemişse savunmanın genişletilmesi yasağı nedeniyle dikkate alınmaz. Müşterek-müteselsil borçlulardan zamanaşımının kesilmesinden sadece süresinde zamanaşımı def`inde bulunan borçlu yararlanabilir. DAVA : Dava dilekçesinde 30.186.731 lira alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Dava, 30.186.731 liralık trafik tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemine ilişkindir. Araç maliki olan davalılar ( Ş. ve K. ) cevap dilekçelerinde olayın 5.11.1994 tarihinde meydana geldiğini, davanın ise 14.5.1997 tarihinde açıldığını, bu nedenle Karayolları Trafik Yasasına göre iki yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, zamanaşımı nedeni ile davanın reddini istemişlerdir.
Üçüncü davalı Y. ise cevap dilekçesinde, olay sırasında aracı kendisinin kullandığını, kusuru olmadığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iki yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan bütün davalılar hakkında davanın reddine karar verilmiştir.
Zamanaşımı def`i ilk itirazlardan olmamakla beraber cevap süresi içinde ileri sürülmesi zorunludur. Aksi halde HUMK.nun 202. maddesi gereğince karşı taraf savunmanın genişletilmesine karşı koyabilir.
Davalı Y. son celsede zamanaşımı def`inde bulunmuştur. Davacı ise zamanaşımı def`ini kabul etmediğini belirtmiştir.
BK.nun 134/1. maddesi diğer müteselsil borçlulardan birine karşı kesilen zamanaşımı, diğer müteselsil borçlular bakımından da kesilmiş olur. Zamanaşımı def`inden ise sadece bu def`i ileri süren yararlanır. Bu nedenle zamanaşımı def`ini cevap dilekçesinde ileri sürmeyen davalının son celsede ileri sürdüğü zamanaşımı def`inden yararlanması söz konusu olamaz.
Bu durumda davalı Y.nin zamanaşımı def`i incelenemez. Mahkemece davalı Y. hakkında zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 6.10.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.

aramanızı müteselsil sorumlulukta zamanaşımı defi üzerinden yapmanızı öneririm.