Mesajı Okuyun
Old 27-08-2014, 09:05   #2
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
İyi geceler, işçinin sigorta priminin almakta olduğu gerçek maaşı üzerinden yatmadığı iddiası ile haklı nedenle fesh edildiği gerekçesi ile açılacak bir davanın işçinin iş akdinin son bulmasından itibaren belirli bir süre de açılması gerekir mi ? ya da hizmet tespiti davası ile kıyas yapıldığında 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmaması durumunda mahkeme bu iddiayı dinlenebilir kabul eder mi ? değerli fikirlerini paylaşan meslektaşlarıma şimdiden çok teşekkür ederim.
Sayın Av. Murat Zafer ÖZDAL;

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 86. maddesindeki düzenlemeye dikkatinizi çekmek isterim: "Aylık prim ve hizmet belgesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır."

Düzenleme uyarınca SGK'ya herhangi bir bildirimde bulunulmamış olması ve/veya bulunulmuş olsa dahi tespit edilememesi durumlarında hak düşürücü süre olarak "5 yıl" öngörülmüştür.

Somut durumda eksik de olsa sigorta primlerinin yatırılmış olması, hizmet tespit davası açılmasının hak düşürücü süreye tabi olmadığını ortaya koymaktadır.

Kaldı ki, hizmet tespit davası hak düşürücü süreye tabi olsa idi dahi, örneğin zamanaşımı 10 yıl olan kıdem tazminatı davasının açılmasına engel bir durum ortaya çıkmayacak idi. Zira hizmet tespit davası ile işçilik alacağı davaları mahiyetleri itibariyle farklı davalardır.

Saygılarımla..