Mesajı Okuyun
Old 28-07-2014, 21:28   #3
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan Örnek kararlar,

12.Hukuk Dairesi
Esas: 2013/19536
Karar: 2013/24383
Karar Tarihi: 28.06.2013

Dava ve Karar: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Dr. Ş. K. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Medeni Kanun'un 50. maddesine göre;"Medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, davada taraf ehliyetine de sahiptir." Bu hüküm icra takipleri için de kıyasen uygulanmakta olup, taraf ehliyeti icra takibinde kendini takip alacaklısı veya takip borçlusu olabilme ehliyeti olarak göstermektedir. HMK. nun 115 inci maddesine göre taraf ehliyeti dava (takip) şartı olduğundan taraflar takip şartı noksanlığını takibin her aşamasında süreye tabi olmadan icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürebilirler. Bu husus mahkemece kendiliğinden araştırılır. Takip şartı olan taraf ehliyetinin yokluğunun hukuki sonucu takibin iptal edilmesidir. Ancak; tarafın yanlış gösterilmiş olmasının kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde tarafları yeni bir dava açmaya zorlamanın usul ekonomisine aykırı olduğunu düşünen kanun koyucu HMK. nun 124 üncü maddesi kapsamında iradi olarak taraf değişikliği yapılmasına imkan sağlamıştır.

Somut olayda takip alacaklısının Sağlık Bakanlığı Salihli Devlet Hastanesi Baştabipliği aleyhinde faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibi başlattığı, örnek 7 nolu ödeme emrinin hastane başhekim yardımcısı T___ K____'a tebliğ edildiği, şikayetçi Sağlık Bakanlığı'nın devlet hastanesinin tüzel kişiliği ve dolayısıyla taraf ehliyetinin olmadığı nedeniyle takibin iptalini talep ettiği anlaşılmaktadır.

Tüzel kişiliği olmayan devlet hastanesinin takipte borçlu olarak gösterilmesi mümkün değildir. Takip tarihi itibariyle olayda kıyasen uygulanması gereken HMK. nun 124 üncü maddesinin 4 üncü fıkrasına göre; "Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir." Takibe dayanak faturaların anılan hastane baştabipliği adına düzenlendiği göz önüne alındığında borçlu tarafın yanlış gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından mahkemece HMK. nun 115 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca takibin Sağlık Bakanlığı'na yöneltilmesi için alacaklıya kesin süre verilmesi, sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken yazılı gerekçeyle takibin iptali isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK. nun 428 inci maddeleri uyarınca BOZULMASINA, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Alıntı:
Alacaklinin adının yanlış yazılmasına ilişkin yargıtay 2014 yilinda yeni bir karar verdi yeni hmk yi da baz alan kararinda taraf değişikliği yapilabilecegine karar verdi ayrica icra müdür yardımcısı olarakta bu kararı emsal alip yolluyoruz uygulamamız da gönderilmesinde sakinca yok

2014 tarihli sadece aşağıdaki kararı buldum.

12.Hukuk Dairesi
Esas: 2014/3184
Karar: 2014/6108
Karar Tarihi: 04.03.2014
Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Alacaklı tarafından ölü borçlu T. K. aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte, borçlu mirasçıları, borçlunun takipten önce ölü olması nedeni ile ölü kişi aleyhine başlatılan takibin iptaline karar verilmesini talep etmişlerdir.

HMK.'nun 124. maddesine göre;

(1) Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür.

(2) Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır.

(3) Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir.

(4) Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.

Bazı durumlarda, takip talebinde borçlu olarak gösterilen kişinin takip tarihinden önce öldüğü takip devam ederken anlaşılabilir ve bu yanlışlığın düzeltilmesi ihtiyacı doğabilir. Bu halde HMK'nun 124/3. maddesinde düzenlenen iradi taraf değişikliği söz konusu olur. 1086 Sayılı HUMK'nda iradi taraf değişikliği hakkında açık bir hüküm bulunmadığından 4.5.1978 tarihli ve 4/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre ölü kişi hakkında takip yapılamayacağı ve açılan takibin mirasçılara yöneltilemeyeceği kabul edilmekteydi. Yargıtay'ın bu yöndeki uygulaması özellikle usul ekonomisi açısından eleştirilere tâbi tutulmuştur. Bu eleştirileri dikkate alan yasa koyucu, HMK.'nda iradi taraf değişikliğine olanak veren bir düzenleme getirmiştir. HMK.'nun 124/3. maddesine göre, borçlu aleyhine başlatılan takipte borçlunun takip tarihinden önce öldüğünün anlaşılması halinde, takibin ölü kişi aleyhine başlatılması hususunun maddi hatadan kaynaklandığı veya taraf değişikliği talebinin dürüstlük kuralına aykırı olmadığı belirlendiği takdirde takibin mirasçılara yöneltilmesi mümkündür.

Somut olayda; borçlu T. K.'ın 18.09.2011 tarihinde vefat ettiği, takibin ise 04.12.2013 tarihinde başlatıldığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda mahkemece, takipte, alacaklının taraf değişikliği talebinin bulunup bulunmadığı hususunun incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.03.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.

Kararlar tam uygun olmasa da;
Alıntı:
senet lehtarı olan A şahsı adına ihtiyati haciz kararı alınmış ve bu kadar taleple işleme sokulmuş, borçlunun araçlarına haciz konulmuştur.

daha sonra ihtiyat haczi kesin hacze çevirirken takip talebine A LTD. ŞTİ. olarak alacaklı yazılmış ve ödeme emri de böyle düzenlenerek yollanmıştır. aradan 3 ay geçmiş üzerinde yakalama olan araçlar vardır ve takibin iptali davası açılmıştır senetteki alacaklı ile ödeme emrindeki farklı olduğundan dolayı

Uyap'ta alacaklı A şahsı görünmektedir. tarafımızda vekaletnamede a şahsı da a ltd. şti. de vardır ikisinin de vekiliyiz.

tarafımızca takip talebinin yanlış yazıldığını doğru olan senetteki isim adına ödeme emri çıkarılarak yeniden yollanmasını talep edebilir miyiz?

bu konuda tecrübeli meslektaşlarımdan yardım bekliyorum. senet meblağı çok yüksektir. nasıl kurtulacağımı bilemiyorum.

Somut olayınızda; eksikliğin açıkça maddi hatadan kaynaklandığını ve dürüstlük kuralına aykırı bir yönün bulunmadığını düşünüyorum.

Saygılarımla