Mesajı Okuyun
Old 13-07-2014, 21:43   #4
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ufuk Bozoğlu
Üstadım;

İdarenin kamulaştırmasız fiili el atmalarında da adli yargı yerinde; üç ay içinde taşınmaz değerinin tam dava olarak talep edilmesi gereği hak kayıplarına neden olacaktır.

Maddenin üç ay içinde tazminat miktarının belirli olarak açılması gerektiği şeklinde yorumlanmaması gerekir diye düşünüyorum. Madde "Üç ay içinde bedel tespiti" demiş. Uygulama örneği var mı? Yargı kararı?

Saygılarımla,
Kamulaştırma K.nun geçici 6 maddesi önce 18.06.2010 tarihli 5999 sayılı K.la Kamulaştırma K.na eklenmiş fakat bazı fıkra ve cümlelerinin Anayasa Mahkemesinin 01.11.2012 T.2010/83 E.2012/169 K.sayılı kararı ile iptal edildiğinden madde 24.05.2013 tarihli 6487 sayılı K.nun 21.maddesi ile yeniden düzenlenmiştir.

Geçici 6.maddenin 6'ncı fıkrasında yer alan üç aylık dava açma süresini öngören düzenleme Anayasa Mahkemesi kararında iptal talebi ret edilen hükümler arasında olduğundan 6487 sayılı kanunda da aynen tekrarlanmıştır.

Üç aylık hak düşürücü sürenin hak kayıplarına neden olacağı hakkındaki düşüncenize katılmamak elde değil, ne var ki; konu Anayasa Mahkemesi kararında aşağıda yazılı olduğu gibi tartışılmış ,bu sürenin hak düşürücü süre olduğu teyit edilmiş ve bu şekilde dava süresi tayininin hak arama özgürlüğüne aykırı düşmeyeceği sonucuna varılmıştır.

Bu durumda; kısmi dava veya belirsiz tazminat davası olarak da açılsa dahi üç aylık hak düşürücü süre içinde ek davanın açılması yada dava dava değerinin mahkemeye bildirilmesi gerekeceğini düşünüyorum. "Hak düşürücü süre" ifadesi bu şekildeki yorumu zorunlu kılmaktadır.

Alıntı:
ANAYASA MAHKEMESİ'NİN 01.11.2012 T.2010/83 E.2012/169 K KARARINDAN ;
"b- Birinci Cümlesinde Yer Alan “…üç ay içerisinde…” İbaresi
Dava dilekçesinde, malikin dava açma hakkını uzlaşmazlık tutanağının tanzim edildiği ya da altı aylık sürenin uzlaşmaya davet olmaksızın sona erdiği tarihten itibaren üç ay içinde kullanmasını zorunlu tutan kuralın, hak arama özgürlüğünü ihlal ettiği ve Anayasa’nın 36. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Altıncı fıkrada, taşınmazına kamulaştırma olmaksızın el atılan maliklerin öncelikle uzlaşma amacıyla idareye başvurmaları, altı ay içinde uzlaşma sağlanamaması ya da idarenin uzlaşmaya davet etmemesi halinde üç ay içinde dava açmaları öngörülmüştür. Buna göre, idare ile malik arasında uzlaşma sağlanamazsa, uzlaşmazlık tutanağının tanzim edildiği ya da altı aylık sürenin uzlaşmaya davet olmaksızın sona ermişse bu tarihten itibaren üç ay içinde malik tarafından dava açılabilecektir.
Anayasa’nın 36. maddesinde, hak arama özgürlüğü güvence altına alınmıştır. Hak arama özgürlüğünün temel unsurlarından biri mahkemeye erişim hakkıdır. Bu hak, hukuki bir uyuşmazlığın bu konuda karar verme yetkisine sahip bir mahkeme önüne taşınması hakkını da kapsar. Anayasa’nın 36. maddesinde, hak arama özgürlüğü için herhangi bir sınırlama nedeni öngörülmemiş olmakla birlikte, bunun hiçbir şekilde sınırlandırılması mümkün olmayan mutlak bir hak olduğu söylenemez. Özel sınırlama nedeni öngörülmemiş hakların da hakkın doğasından kaynaklanan bazı sınırları bulunduğu kabul edilmektedir. Ayrıca hakkı düzenleyen maddede herhangi bir sınırlama nedenine yer verilmemiş olsa da, Anayasanın başka maddelerinde yer alan kurallara dayanarak bu hakların sınırlandırılması da mümkün olabilir. Dava açma hakkının kapsamına ve kullanım koşullarına ilişkin bir kısım düzenlemelerin hak arama özgürlüğünün doğasından kaynaklanan sınırları ortaya koyan ve hakkın norm alanını belirleyen kurallar olduğu açıktır. Ancak bu sınırlamalar Anayasa’nın 13. maddesinde yer alan güvencelere aykırı olamaz.
Anayasa’nın 13. maddesine göre temel hak ve özgürlüklere yönelik sınırlamalar, demokratik toplum düzeninin ve laik cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı gibi, hak ve özgürlüklerin özlerine de dokunamaz. Dava konusu kural 9.10.1956 ile 4.11.1983 tarihleri arasında meydana gelen kamulaştırmasız el atmalar nedeniyle açılacak davalar için malikin başvurusu üzerine idare ile malik arasında uzlaşma sağlanamazsa, uzlaşmazlık tutanağının tanzim edildiği ya da altı aylık süre uzlaşmaya davet olmaksızın sona ermişse bu tarihten itibaren üç aylık hak düşürücü süre öngörmektedir.
Hak arama özgürlüğü demokratik hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olup tüm bireyler açısından mümkün olan en geniş şekilde güvence altına alınmalıdır. Diğer taraftan hukuki işlem ve kuralların sürekli dava tehdidi altında bulunması hukuk devletinin unsurları olan hukuki istikrar ve hukuki güvenlik ilkeleriyle bağdaşmaz. Bu nedenle hak arama özgürlüğü ile hukuki istikrar ve hukuki güvenlik gerekleri arasında makul bir denge gözetilmelidir. Dava konusu kuralla getirilen süre sınırlamasının amacının geçmişte meydana gelen hukuka aykırılıklarla ilgili uyuşmazlıkların tasfiye edilmesi olduğu anlaşılmaktadır. Bu yönüyle kural geçici bir nitelik taşımaktadır. Getirilen süre sınırlamasının amacının kamulaştırmasız el atma yoluyla kamu hizmetine tahsis edilmiş olan taşınmazlara ilişkin ihtilafların belli bir süre içinde çözümlenerek mülkiyet durumunun açıklığa kavuşturulmasını sağlamak olduğu açıktır. Kamu hizmetine tahsis edilen taşınmazların her an dava tehdidi altında bulunması kamu hizmetlerinin aksamasına neden olacağından açılacak davalar için bir süre sınırı getirilmesinde kamu yararı bulunmaktadır. Öngörülen hak düşürücü süre malikin başvurusu üzerine başlayan uzlaşma sürecinin başarısızlıkla sonuçlanması üzerine işlemeye başlamaktadır. Üç aylık hak düşürücü süre bireyler açısından dava açmak için yeterli düşünme ve hazırlanma imkânı tanımaktadır. Bu nedenle, dava konusu kuralla getirilen sürenin hak arama hürriyetine ölçüsüz bir müdahale olduğu söylenemez. Ayrıca, bu sürenin hak aramayı aşırı derecede zorlaştıran ya da ortadan kaldıran, dolayısıyla hakkın özüne dokunan bir sınırlama olmadığı da açıktır.
Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 13. ve 36. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Fulya KANTARCIOĞLU bu görüşe katılmamıştır."
Saygılarımla.
NOT:Anayasa Mahkemesinde halen derdest olan dava maddenin diğer hükümleri ile ilgilidir.