|
|
|
|
Öncelikle ilginiz için teşekkür ederim.
Cevabınız bana sorumu eksik sorduğumu gösterdi, özür dilerim.
Biz 30/12. maddenin son cümlesine göre sınırlı sayılan sebeplerden TARAFLARIN İDDİALARI HAKKINDA KARAR VERİLMEMESİ gerekçesine dayanarak hakem kararını temyiz edeceğiz. Zaten İptal Davasını da HMK'nın 439/2 (f) uyarınca hukuki dinlenilme hakkımız ihlal edildiği için açmış idik.
Bizim esas sıkıntımız şu ki; Hakem Komisyonu kararını verdikten sonra süresinde iptal davası açtığımız için (evet yargısal yol hatalı), hakem kararını temyiz edebileceğimiz zamandaki temyiz süremiz kesilmiş oluyor mu olmuyor mu? Zamanaşımının kesilmesi ile ilgili bir çok Yargıtay kararı okudum ve okumaya devam ediyorum lakin benzer bir içtihada veya kanun hükmüne rastlayamadım.
Tekrar teşekkür eder, kolaylıklar dilerim.
|
|
 |
|
 |
|
Bu durumda da, kanun yoluna başvurulması gerekirken görevsiz bir mahkemede dava açarak hak kaybına uğramış olduğunuzu düşünüyorum. Burada şöyle bir faraziyeyi örnekleyerek durum aydınlatılabilir:
Adli Mahkemelerce verilen kesin olmayan kararlar için Yüksek Mahkemeye temyiz başvurusunda bulunmak yerine, temyiz süresi içerisinde mahkeme kararının iptali için veya mahkemenin kararında haksız olduğunun tespiti için bir başka mahkemeye dava açarsanız ne olur? Süresi içerisinde kararı temyiz etmiş sayılır mısınız, sayılmaz mısınız? Eğer ilk mahkemenin kararında yasa yolu açıkça gösterilmiş ise sayılmazsınız. Mesele budur.
İyi çalışmalar.