Mesajı Okuyun
Old 23-05-2014, 12:31   #3
avukat48

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

6.Hukuk Dairesi
Esas: 2012/1569
Karar: 2012/2666
Karar Tarihi: 22.02.2012


ÖZET: Dava, kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir. Borçlu beyanda bulunmamış ise alacaklı bunu dilediği ayın borcuna mahsup edebilir. Banka dekontlarında belirtilen ödemelerin alacaklı tarafından başka ayların kira borçlarına mahsup edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece istemin kabulüne karar vermek yerine reddi doğru değildir.


(2004 S. K. m. 62, 269/C) (818 S. K. m. 85)

Dava: İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarda tarih ve numarası yazılı karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar: Dava, kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece istemin reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

Taraflar arasında yazılı kira sözleşmesi bulunmamaktadır. Davacı kiralayan sözlü kira ilişkisine dayanarak 02.03.2011 tarihinde başlattığı icra takibinde; 230 TL aylık kira parası üzerinden 2010/Kasım-2011/Mart arası aylara dair toplam 1.150 TL alacağın tahsilini istemiş, davalı borçlu ise süresinde verdiği borca itiraz dilekçesinde; Kasım ve Aralık ayları kira paralarını ödediğini takip alacaklısına üç aylık kira borcu olduğunu savunmuştur. Mahkemece, davalı borçlu tarafından ibraz edilen banka dekontları ve takip dosyasına yapılan ödemeler göz önünde bulundurularak istemin reddine karar verilmiştir.

İ.İ.K.269/2 maddesi hükmüne göre ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini 62. madde hükümleri dahilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. Borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak red etmez ise akdi kabul etmiş sayılır. İcra İflas Kanununun 269/c maddesine göre borçlu akdi reddetmeyip kiranın ödendiğini veya sair bir sebeple istenemeyeceğini bildirerek İtiraz etmiş ise, itiraz sebeplerini ve isteğini noterlikçe re'sen tanzim veya imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belgeyle ispat etmeye mecburdur.

Olayımızda; davalı borçlu takipte dayanılan sözlü kira ilişkisine ve talep edilen aylık kira miktarına karşı çıkmamış, kısmi itirazında Kasım ve Aralık aylarına dair elden ödeme ve mahsup savunmasında bulunmuştur. Davalı borçlu bu savunmasını yukarda açıklandığı üzere 269/c maddesinde sayılan belgelerle kanıtlamak durumundadır. Davalı itiraza konu 2010/Kasım ve Aralık ayları kira paralarının ödendiğini usulüne uygun delillerle kanıtlayamamıştır. Davalı borçlu tarafından sunulan banka dekontlarında ödemelerin hangi ayın kira borcuna mahsuben yapıldığı belirtilmemiştir. B.K.nun 85. maddesi gereğince, birden fazla borçları bulunan borçlu ödeme zamanında bu borçlardan hangisini tediye etmek istediğini alacaklıya beyan etmek hakkını haizdir. Borçlu beyanda bulunmamış ise alacaklı bunu dilediği ayın borcuna mahsup edebilir. Banka dekontlarında belirtilen ödemelerin alacaklı tarafından başka ayların kira borçlarına mahsup edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece istemin kabulüne karar vermek yerine yazılı gerekçeyle reddi doğru değildir.

Karar bu sebeple bozulmalıdır.

Sonuç: Yukarıda açıklanan sebeplerle alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın BOZULMASINA, istenmesi halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 22.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı