Mesajı Okuyun
Old 23-05-2014, 09:40   #4
olgu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan uzer5613
BU KARAR SİZE YARDIMCI OLABİLİR BELKİ Daire:22
Tarih:2014
Esas No: 2013/33077
Karar No:2013/23263
Kaynak:UYAP
İlgili Maddeler:HMK 321/2
ÖZET: BASİT YARGILAMA USULÜNE TABİ DAVALARDA HÜKÜM DURUŞMADA GEREKÇESİ İLE TEFHİM
EDİLMEMİŞ İSE TEMYİZ SÜRESİ TEFHİMLE BAŞLAYAN DAVALARDA TEMYİZ SÜRESİ GEREKÇELİ
KARARIN TEBLİĞİNDEN BAŞLAR.
Davacı vekili, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem, ihbar tazminatı ve birkısım işçilik
alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, yetki itirazında bulunmuş ve davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, İskenderun İş Mahkemesi tarafından verilen yetkisizlik kararının taraf vekillerine tefhiminden itibaren
hesaplanan kesinleşme tarihinden sonra iki haftalık süre içerisinde göndermeye dair dilekçenin verilmediği gerekçesiyle
davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 321/2. maddesine göre basit yargılama usulüne tabi davalarda kararın tefhimi ,
hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanması ile gerçekleşir. Somut olayda yargılamanın sona ermesi
üzerine verilen kararın gerekçesi ile birlikte tefhim edilmediği anlaşıldığından, temyiz süresinin tefhimden değil gerekçeli
kararın tebliğ tarihinden başlatılması ve kesinleşme tarihininde buna göre belirlenmesi gerekir. Davacıya gerekçeli karar
17.07.2012 tarihinde tebliğ edilmiş davacı 20.07.2012 tarihinde ve süresi içinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesini
talep etmiştir. Bu durumda yetkili mahkemeye başvuru yapıldığında işin esasına girilerek inceleme yapılması gerekirken
davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde
ilgiliye iadesine, 04.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

22. Daire'nin hüküm karar celsesinde tehfim edilirken sadece davanın kabulü veya reddinin yeterli olmayacağı gerekçenin de var olması gerektiği yoksa kanunun aradığı anlamda bir hüküm var olmayacağından temyiz süresinin başlamayacağı yönünde içtihatları mevcut ancak 9. daire bu görüşü desteklemiyor diye biliyorum.