Mesajı Okuyun
Old 07-05-2014, 08:51   #2
olgu

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2013/15365
K. 2013/23945
T. 25.6.2013
• TAKİBİN İPTALİ VE HACİZLERİN KALDIRILMASI İSTEMİ ( Tüketici Kredisinin Teminatı Olarak Şahsi Teminat Verildiği Hallerde Kredi Verenin Asıl Borçluya Başvurmadan Kefilden Borcunu İsteyemeyeceği - Kefilin Bu Talebinin Şikayet Niteliğinde ve Süresiz Olduğu )
• KEFİLİN TAKİBİN İPTALİ TALEBİ ( Alacaklı Bankanın Asıl Borçlu Aleyhine İcra Takibi Yapıp Takip Semeresiz Kalmadıkça Kefilden Borcun İfasını İsteyemeyeceği - Kanunun Amir Hükmüne Dayandığından Süresiz Başvuru Hakkı Doğduğu/Esasa Girilerek Karar Verileceği )
• TÜKETİCİ KREDİSİNİN TEMİNATI OLARAK ŞAHSİ TEMİNAT VERİLMESİ ( Kredi Verenin Asıl Borçluya Başvurmadan Kefilden Borcun İfasını İsteyemeyeceği - Kefilin Takibin İptali Talebinin Şikayet Niteliğinde Olduğu ve İcra Mahkemesine Süresiz Başvuru Hakkı Doğduğu/Esasa Girileceği )
4077/m.10
ÖZET : Dava takibin iptalini ve hacizlerin kaldırılmasına ilişkindir. Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan kefilden borcun ifasını isteyemez. Alacaklı banka, asıl borçlu aleyhine icra takibi yapıp, takip semeresiz kalmadıkça kefilden borcun ifasını isteyemez. Bu konudaki başvuru şikayet niteliğinde olup, Kanunun amir hükmüne de dayanıldığından, icra mahkemesine süresiz başvuru hakkı doğurur. Şikayetin esası incelenerek karar verilmesi gerekir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi T. Kaya tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği düşünüldü :
KARAR : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan genel haciz yoluyla takipte borçlu 4077 s. kanunun 10. maddesi gereğince asıl borçluya başvurulmadan kendi aleyhine takip yapılamayacağını ileri sürerek takibin iptalini ve hacizlerin kaldırılmasını istemiştir. Mahkemece şikayetin reddine karar verilmiştir.
4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 10. maddesinin 3. fıkrası "Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan kefilden borcun ifasını isteyemez" düzenlemesini içermektedir. Bu nedenledir ki; alacaklı banka, asıl borçlu aleyhine icra takibi yapıp, takip semeresiz kalmadıkça kefilden borcun ifasını isteyemez. Bu konudaki başvuru şikayet niteliğinde olup, Kanunun amir hükmüne de dayanıldığından, icra mahkemesine süresiz başvuru hakkı doğurur.
Bu durumda şikayetin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İ.İ.K.366 ve H.U.M.K.nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.