03-05-2014, 12:24
|
#4
|
|
Konuyla tam olarak örtüşmemekte fakat,
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas: 2009 / 3-21
Karar: 2009 / 46
"O dönemde Balıkesir İl Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yapan A. K. tarafından iddianamelere <görüldü> yapılmış ve kamu davasının açılması sağlanmıştır. Daha sonra, Yerel Mahkemece verilen bir kısım sanıkların beraatlarına, bir kısmının ise cezalandırılmalarına ilişkin hükmün o yer C.savcısı, katılanlar vekili ve sanıklar müdafiiler tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 3. Ceza Dairesinde temyiz incelemesi yapıldığı sırada, Daire Üyesi A. K. de inceleme yapan kurulda yer almış ve hükümlerin onanmasına karar verilmiştir.
Görüldüğü gibi, gerek soruşturma aşamasında yargılama konusu uyuşmazlık hakkında görüş bildirip, tavsiyede bulunma hakkına sahip olan ve soruşturma sonucunda düzenlenen İDDİANAMEYE GÖRÜLDÜ YAPARAK <OLUR VERMEKLE> O GÖRÜŞÜ BENİMSEYEN, gerekse kovuşturma aşamasında benimsediği bu görüşü sürdürecek c.savcısını da belirleme hak ve yetkisine sahip il CUMHURİYET BAŞSAVCISININ, 5271 sayılı CYY'nın 22/1-g maddesi uyarınca aynı davada C.savcısı olarak görev yapması nedeniyle Hakim olarak görev yapmasına olanak bulunmamaktadır. Böyle bir halin aynı zamanda Anayasa'nın 90. maddesi uyarınca bir iç hukuk normu haline gelen AİHS'nin 6/1. maddesinin <adil yargılanma hakkının>, ihlali niteliğinde olacağında kuşku yoktur."
denilmiş.
Aynı dava içerisinde iddianameyi hazırlayıp mütalaa verilmesinde bence bir sakınca yok. Esasen daha sağlıklı gibi...
|