01-05-2014, 01:14
|
#3
|
|
İDAM "CEZA"sı hukuki bir müeyyide olmayıp; siyasi, ideolojik, kültürel ve psikolojik bir yok etme yöntemi olması nedeniye hukuk kavramının tamamen dışında bir kavram ve uygulamadır. Dolayısı ile tarihte şimdiye kadar verilen tüm idam cezaları ve uygulamaları hukuki dayanak ve gerçeklikten yoksundur.
İdam "Ceza"sının hukuki mahiyetini kavrayabilmemiz için öncelikle;
Suç ve Ceza arasındaki ilgi ve ilişkiyi çözümlememiz gerekmektedir:
Suç ile Ceza arasındaki ilgi ve ilişkiyi kuran Özne (İnsan) dir. Yani Özne'siz ne Suç ne de Ceza mümkündür.
Suç, kendine özgü bir varlığa sahiptir yer ve zaman olarak; yani Özne'nin varoluşu üzerinden uzamda bir başlangıcı ve bitişi olan sui generis bir kavram ve olgudur.
Ceza da aynı şekilde, yer ve zaman olarak sui generis bir varlığa sahiptir; ki uzamda Özne'nin varoluşu üzerinden bir başlangıcı ve bitişi olan kendine özgü bir kavram ve olgusallığa sahip olandır.
Dolayısı ile her Suç ve Ceza kavramı ve olgusallığı, kendini tüketene kadar belirli bir Özne'yi ve bu Özne'nin varlığını zorunlu olarak gerektirir.
Hukukun kavramsal olarak tüketilen en son anlamında Özne'nin olmadığı bir yerde ya da Özne'nin yok edildiği bir anda ya da süreçte ne Suç'tan ne de Ceza'dan bahsedilebilir.
Dolayısı ile İdam "Ceza"sı, atılı suçu işlediği iddia edilen Özne'yi daha ilk anda imha suretiyle YOK EDEREK, hukuki cezai müeyyidenin Özne üzerinde bir süreç olarak uygulanma ve çekilme sürecini daha baştan imkansız hale getirmektedir.
Av.Oğuz Kayıran'dan alıntıdır.
|