Merhaba,
Davanızın dayanağı ya TMK. 196 ya 197.Maddeler.
 |
Alıntı: |
 |
|
|
|
|
|
|
|
II. Eşler birlikte yaşarken
MADDE 196. Eşlerden birinin istemi üzerine hakim, ailenin geçimi için her birinin yapacağı parasal katkıyı belirler.
Eşin ev işlerini görmesi, çocuklara bakması, diğer eşin işinde karşılıksız çalışması, katkı miktarının belirlenmesinde dikkate alınır.
Bu katkılar, geçmiş bir yıl ve gelecek yıllar için istenebilir.
III. Birlikte yaşamaya ara verilmesi
MADDE 197. Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.
Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hale gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir.
Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hakim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır. |
|
 |
|
 |
|
Açtığınız davada kadın hem kendisi hem de yanında kalan çocuğu için Tedbir nafakası talep edebilir. Çocuk davacı olarak gösterilmez. Velayet anne ve baba tarafından beraber kullanılmakta zaten..Davanızda taraf ehliyeti açısından bir eksiklik göremedim ben. Davacı Kadın, kocadan çocuk adına talep ediyor zaten.
Örnek:"...Davada, ayrı yaşamada haklılık iddiasına dayalı davacı (kadın) ve müşterek çocuk için tedbir nafakası istenilmiştir.
Dosya kapsamından; davacı kadının, ayrı yaşamada haklı olmadığının anlaşılmasına göre; mahkemece, kadının tedbir nafakası isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu nedenle, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının reddine,
Ancak, Türk Medeni Kanununun 327/1. maddesi gereğince; ana babanın küçük çocuğun bakım, eğitim ve korunması için gerekli giderlerini karşılamakla mükellef olmasına ve müşterek çocuk N.’in fiilen davacı anne yanında bulunduğunun anlaşılmasına göre; davacı anne yanında bulunan çocuk için nafakaya hükmedilmesi gerekirken (davacı kadının ayrı yaşamada haklı olmadığından bahisle) küçük için istenen tedbir nafakasının da reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir..." [Yargıtay 3.Hukuk Dairesi 2010/10878 Esas, 2010/14034 Karar.]
Saygılarımla,