28-02-2014, 13:45
|
#5
|
|
Öncelikle fikirlerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim. Şunu belirtmek isterim ki yaklaşık 1 hafta bu konuya yoğunlaştım ve belirttiğiniz makale ve yargıtay içtihatlarını ezberledim !!! Sonuç olarak her ne kadar hukukçular tarafından bu konuda kanuni boşluk olduğu ifade edilse de ben aksi kanaatteyim. Şöyle ki HMK 209. maddesi gayet açıktır ve uygulamadaki ihtiyaca dönük olarak kanun değişikliğine gidilmiştir. Buna rağmen hakimlerin takdir hakları olduğu inancıyla ve özel kanun olduğundan bahisle İİK 72 'yi hükümlerine esas almaları açıkça hukuka aykırılık teşkil etmektedir. Zira İİK 72. maddesi genel nitelikteki menfi tespit (borcun yokluğu) iddiasını;buna karşılık HMK 209 özel nitelikteki sahtelik iddiasını düzenlemektedir.
Son hukuki çare olarak icra dairesine başvuru ardından reddi halinde şikayet müessesesini deneyeceğim bunla ilgili yargıtay kararı elinizde mevcutsa lütfen paylaşın
Sonuç itibariyle bu hukuksuzluğun ancak İçtihatı Birleştirme Kararıyla düzenlenebileceği inancındayım.
Yargıdaki bu TUTARSIZLIĞIN düzeltilmesi umuduyla SAYGILAR...
|