Mesajı Okuyun
Old 25-02-2014, 17:47   #1
Av. Fırat BİLBAY

 
Varsayılan itiraza uğramayan kambiyo senetleri bakımından zamanaşımı

Hukuk dünyasında emsaline ender rastlanabilecek bir hadiseyle karşınızdayım sayın meslektaşlarım.

Hakkındaki görüşlerinizi merakla beklediğim olay şu şekilde gelişmiştir:

A kooperatifi, B kişisi ile aralarındaki borç ilişkisi nedeniyle lehtarı B olan 1997 yıllarının farklı aylarına ait vade tarihli iki adet bono keşide ederek bunları B'ye teslim etmiştir. B, 1997 yılının sonunda borçlu kooperatif A'ya karşı iki ayrı takip başlatarak senet bedellerinin tahsilini istemiştir. Kooperatif takibe itiraz etmemiş ancak (uzunca bir süre sonra) menfi tespit davası açarak borçlu olmadığını ileri sürmüştür. Bu meyanda icra dosyaları üzerinden bir miktar tahsilat yapılmış, ancak kooperatif ferdileşmeyi gerçekleştirmiş olduğundan her iki dosyada da alacağın tamamı tahsil edilememiştir. Bilindiği gibi Bu keyfiyetin belgelenmesi geçici aciz vesikası sayılmaktadır.

Kooperatif, açtığı menfi tespit davasını kaybetmiş, karar 2008 yılında kesinleşmiştir. 2008 yılından sonra, icra dosyalarındaki geçici aciz vesikası niteliğindeki belge sayesinde kooperatif üyelerinin bir kısmına tasarrufun iptali davası yöneltilmiş, bu cihetle ferdileşme nedeniyle mülkiyeti üyelere geçmiş gayrimenkullerin kaydına ihtiyati tedbir konulmuştur. Bu noktaya kadar herhangi bir sıkıntı veya ihtilaf yoktur.

İcra dosyaları menfi tespit davası açılıncaya dek 2 kez takipsiz kalmış ve yenilenmiştir. Ancak 3 yıllık süre geçirilmemiş bu nedenle kambiyo senedi vasfı ortadan kalkmamıştır. menfi tespit davasının açılmasından (alacaklının davaya cevabından) kesinleşmesine dek zamanaşımının işlemeyeceği de Yargıtay'ın istikrarlı içtihatlarıyla sabittir.

Ne var ki menfi tespit davasından sonra tasarrufun iptali davasına devam edilmiş ancak icra dosyaları ihmal edilmiş, 3 yıl boyunca takipsiz bırakılmıştır. Aciz vesikası kesin değil geçici olduğundan dosyalar ve kambiyo senetleri zamanaşımına yenilmiştir. Kooperatif vekili tasarrufun iptali davasının son celsesinde durumu mahkemeye bildirmiş fakat mahkeme hatalı olarak davanın kabulüne karar vermiştir. Karar, mevcut icra dosyalarından takibin devamı ile kooperatif üyelerine ait tedbirli taşınmazların borcu karşılamaya yeter ölçüde bu icra dosyaları üzerinden satışının yapılması istikametindedir.

Bu esnada borçlu koopearatif vekili icra dosyalarını da zamanaşımı nedeniyle şikayet etmiş, icra mahkemesi şikayetleri kabul etmiştir. Böylelikle, ortada, tasarrufun iptali davasındaki kararı uygulamaya yarar bir takip kalmayacaktır. Ancak icra mahkemesinin şikayetin kabulü yönündeki kararı temyiz edilmiş ve Yargıtay, icra dosyalarındaki senetlerin tanzim yeri veya ödeme yeri unsurunu havi olmadığı için kambiyo senedi vasfında olmadıklarını, o nedenle bu borçla ilgili genel zamanaşımının uygulanması gerektiğini belirterek kararı bozmuştur.
O ana kadar durumun farkında olmayan taraflar senetlere bakıp "hakkatten yaa" demişlerdir.



Sayın meslektaşlarım, bu uzun anlatımımın sizi sıkmadığını umarak görüşlerinizi almak istiyorum:

-Kambiyo senedine mahsus haciz yoluyla yapılan bir takibe süresi içerisinde itiraz edilmemiş dolayısıyla senetlerin kambiyo senedi unsurlarını taşıyıp taşımadığı tartışılmamış iken borca ilişkin genel zamanaşımının uygulanacağını savlamak makul müdür?

-Kambiyo senetlerine mahsus takibe girişilmiş, daha semereli olan bu takip yolu alacaklı tarafından tercih edilmiş iken, itiraz görmeyen senetle yola devam etmek, üstüne üstlük 10 yıllık zamanaşımından yararlanmak adil midir?

-Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe girişilip borçlu tarafından unsurlara itiraz edilmediğinde o evrakın unsurları taşımasa da borçlu açısından bir kambiyo senedinin hukuki neticelerini doğuracağını düşünmek yanlış mıdır?

Yorumda bulunacak tüm meslektaşlarıma saygılar sunarım..