05-02-2014, 18:03
|
#2
|
|
Hizmet tespit davalarında SGK ile işveren birlikte davalı olarak gösterilmelidir. Şirket tasfiye edilmiş ticaret sicilinden silinmiş bir şirket ise;
Şirketin ihyası gündeme gelecektir. Yargıtay tasfiyenin hatalı yapıldığından bahisle Borçlar Kanunundaki hata hükümlerine göre şirket tasfiye memurları ile ticaret siciline dava yöneltilerek şirketin ihyasının sağlanmasını zorunlu kılıyor.
Ancak şirketin ihyasının mantığı davanın kazanılması durumunda SGK'nın işverene rücü edebilmesi. Bu kapsamda eğer davalı olarak işveren gösterilemiyorsa(davacıdan kaynaklanmayan sebeplerle, örneğin ihyası mümkün değilse) bu durum SGK ile işveren arasındaki bir mesele olduğundan davacı olan işçiyebi etki yapmamaktadır.
Okuduğum bir Yargıtay kararında işverenin ölmesi ve mirasçılarının da mirası red etmesi üzerine açılan hizmet tespit davasında işverenin davalı olarak gösterilmemesini davaya etki etmeyeceğini, bu durumun sadece SGK'nın rücu hakkını etkilemesi gerektiğini belirtiyordu. Bu kapsamda şirkete husumet yöneltilemese dahi diğer olguların değerlendirilmesi ile birlikte davanın kabulüne karar erilmesi gerekmektedir.
Ancak şirket ihyasını hata hükümlerine göre değerlendirildiğinde ve hata ile ilgili 10 senelik zamanaşımı söz konusu olduğunda açılacak şirket ihyası davasının reddi durumu da (Zamanaşımı defiinden)göz önünde bulundurulmalıdır.
|