|
Anayasa Mahkemesi'nin 26/12/2013 tarihli iptal kararı ışığında Denetimli Serbestilk tedbirinden yararlanamama sorunu
Bildiğiniz üzere Anayasa Mahkemesi 26/12/2013 tarihinde 5275 sayılı Kanun’un 105/A
maddesinin (7) numaralı fıkrasının; (b) ve (c) bentlerinin İPTALLERİNE, karar vermiş idi.
İptal edilen yasa maddesi aşağıdadır.
(7) Hükümlü hakkında;
a) İşlediği iddia olunan başka bir suçtan dolayı 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 100 üncü maddesinde sayılan nedenlerle tutuklama kararı verilmesi,
b) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaya başlanmasından önce işlediği iddia olunan ve cezasının üst sınırı yedi yıldan az olmayan bir suçtan dolayı soruşturma veya kovuşturmaya devam edilmesi,
c) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaya başlandıktan sonra işlediği iddia olunan ve cezasının alt sınırı bir yıl veya daha fazla olan kasıtlı bir suçtan dolayı soruşturma veya kovuşturma başlatılması,[/color]
hâlinde, denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine, infaz hâkimi tarafından, hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilir. Hükümlü hakkında soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığı veya kovuşturma sonucunda beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, davanın reddi veya düşme kararı verilmesi hâlinde, hükümlünün cezasının infazına denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak devam olunmasına infaz hâkimi tarafından karar verilir.
İş bu iptal kararı üzerine benzer şekilde olan müvekkiller için denetimli serbestlik tedbirinden faydalanarak tahliyesi için yapılan müracaatlar üzerine Denizli İnfaz Hakimliği vaki taleplerin reddine karar vermektedir.
Denizli İnfaz Hakimliğinin red kararının gerekçesi ise şöyledir=
Anayasa Mahkemesi 5275 sayılı Kanun’un 105/A maddesinin (7) numaralı fıkrasının; (b) ve (c) bentlerinin İPTALLERİNE karar vermiştir. İptaline karar verilen maddeler; sadece Denetimli Serbestlik hükümlerinden faydalanarak tahliye edilen ve denetimli serbestlik müddeti içinde dışarıda iken haklarında üst sınırı 7 yıldan az olmayan bir suçtan soruşturma veya kovuşturma açılanlar için geçerlidir. Henüz cezaevinde olup, koşullu salıvermelerine 1 yıldan az kalanlar için geçerli değildir. Çünkü ;
02 EYLÜL 2012 tarihli
AÇIK CEZA İNFAZ KURUMLARINA AYRILMA YÖNETMELİĞİ
Açık kuruma ayrılamayacak hükümlüler
MADDE 8 – (1) Kapalı kurumlarda bulunan hükümlülerden;
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm olanlar,
b) Haklarında ikinci defa tekerrür hükümleri uygulananlar,
c) Haklarında iyi hâl kararı verilse bile, 5275 sayılı Kanunun 44 üncü maddesinde sayılan eylemlerden dolayıtoplam üç kez hücreye koyma cezası alanlar,
ç) Terör ve örgütlü suçlardan hükümlü olup, 6 ncı maddenin ikinci fıkrasının (c) ve (ç) bentleri dışında kalanlar,
d) Koşullu salıverilme kararının geri alınması nedeniyle kalan cezası infaz edilmekte olanlar,
e) Eğitimevleri hariç kapalı veya açık kurumlardan firar edenler,
açık kurumlara ayrılamaz.
(2) Kapalı kurumda hükümlü olup;
a) İşlediği iddia olunan başka bir suçtan dolayı haklarında 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 100 üncü maddesine göre tutuklama kararı verilenler,
b) Haklarında üst sınırı yedi yıldan az olmayan başka bir suçtan soruşturma veya kovuşturması devam etmekte olanlar ile üst sınırı yedi yıldan az olmayan bir suçtan henüz kesinleşmemiş mahkûmiyet kararı bulunanlar,
bu durumları devam ettiği sürece açık kurumlara ayrılamaz.
Hükmünü anayasa Mahkemesi İptal etmemiştir. İş bu yönetmeliğin 8. maddesi gereğince hükümlü Açık Cezaevlerine geçemeyeceğinden bahisle talebin reddine karar vermiştir.
Özet olarak;
Anayasa Mahkemesi 5275 sayılı Kanun’un 105/A maddesinin (7) numaralı fıkrasının; (b) ve (c) bentlerinin İPTALİ karşısında;
Henüz cezaevinde olan fakat denetimli serbestlikten yararlanma hakkını kazanmış(koşullu salıvermelerine 1 yıldan az kalmış) olan, ancak Haklarında üst sınırı yedi yıldan az olmayan başka bir suçtan soruşturma veya kovuşturması devam etmekte olanlar; denetimli serbestlik hükümlerinden faydalanarak en son anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda tahliye olabilirler mi? Bu konudaki değerli görüşlerinizi almak adına konuyu açtım.
Benim şahsi düşüncem;
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı karşısında ilgili yönetmeliğinin dayanağı kalmamıştır.
Kanuna aykırı yönetmelik olamayacağı kanaatindeyim.
Aynı pozisyon ve hukuki zeminde olup, cezaevinden tahliye olanların iptal kararından yararlanıp,cezaevinde olanların iptal kararından faydalanmamızı Anayasa ile teminat altına alınan Eşitlik hükümlerine de aykırılık teşkil etmektedir, diye düşünüyorum.
Uygulamada illerde farklılıklar oluşmakta
Bu konudaki değerli yorumlarınızı paylaşırsanız sevinirim..
Vakit ayırdığınız için şimdiden teşekkür eder, saygılarımı sunarım...
Av. Rıza ÇAYLI
Denizli Barosu
0 532 307 85 74
|