Mesajı Okuyun
Old 21-12-2013, 01:01   #5
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın YİĞİT,

Müvekkiliniz davacı (K), kardeşleri K1-K2-K3 ve K4'e karşı ortaklığın giderilmesi davası (D1) ikame ediyor.

K1, K-K2-K3 ve K4'e karşı tapu iptal ve tescil davası (D2) açıyor (bu kardeşler muhtemelen KKİS'nde arsa sahibi durumundalar).

D1, D2'yi bekletici mesele yapıyor.

D2'de K3 ve K4 davayı kabul ediyor, K sulh oluyor. K2 de "mahkeme huzurunda" davayı kabul edip duruşma tutanağını imzalıyor.
(Bu aşamada mahkeme karar vermiştir ve dosyadan el çekmiştir sanırım?)

K2 vefat ediyor, mahkeme K2'yi "mahkeme huzurundaki imzalı kabul beyanında" kimlik tespiti yapılmadığından bahisle davet ediyor.

K2 mirasçıları, K3 ve K4 "davayı kabul" beyanlarından dönmek istiyor.

İSE:

1- K'ya vekaleten ikame ettiğiniz ortaklığın giderilmesi davasında K3 veya K4'ün vekili olabilir misiniz?
1136 S.K. m.38/1-b: "Avukat;
...b) Aynı işte menfaati zıt olan bir tarafa avukatlık etmiş veya mütalâa vermiş olursa,
... teklifi reddetmek zorunluluğundadır." düzenlemesi uyarınca hayır olamazsınız...

2- Mahkeme huzurundaki kabul beyanında kimlik tespiti yapılmaması usulî bir eksiklik değildir:

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, 16.06.2011 T., E: 2011/3036, K: 2011/3494: "... Kabul mahkeme huzurunda yapılmadığı takdirde mahkeme dışı verilen kabul dilekçesinin mahkemenin yetkili memuru tarafından kimlik tespitinin yapılmasıyla hukuki sonuç doğurur. Mahkeme huzurunda yapılan kabullerde de mahkemece beyanının altına kişinin imzasının alınması gerekmektedir. Bulunduğu haliyle kabulün, HUMK.nun 95 inci maddesi* gereğince hukuki sonuç doğurduğunu söylemek güçtür. Mahkemece, bu hususun göz önünde bulundurulması gerekir..."
* HMK m.311

Kabul beyanı, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur ve ondan rücu edilmez. Sadece irade bozukluğu hâllerinde, kabulün iptali istenebilir (HMK m.311/1).

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, 03.07.2012 T., E: 2012/676, K: 2012/6663: "...Kural olarak ve yerleşik Yargıtay uygulamasında kararlılık kazanan görüşlere göre; HUMK.nun 95.maddesine göre ( HMK.nun 311.m. ) feragat, kabul gibi irade beyanları, HUMK.nun 151.maddesi ( HMK.nun m. 154,155 ) hükmü uyarınca yöntemine uygun bir biçimde belgelendirilmiş olmak koşuluyla HUMK.nun 237.maddesi ( HMK.nun 303.m. ) hükmünde düzenlenen biçimde maddi anlamda kesin hükmün bütün sonuçlarını doğurur. Feragat ve kabul tek taraflı tasarruflardan olup, hiçbir zaman karşı tarafın da kabulüne bağlı olmayıp belgelendirildiği anda dava kendiliğinden son bulur. Kaldı ki, iradeyi sakatlayan sebebi ispat etmek şartıyla Borçlar Hukuku kuralları çerçevesinde HMK.nun 311.maddesine göre kabulün iptali için dava açma imkanı bulunmaktadır..."

(diye düşünüyorum )

Saygılar...