Merhabalar, henüz stajyer avukatım, konu hakkında araştırma yaptım fakat bir çıkar yol bulamadım, birde sizlerin tecrübelerinden faydalanmak istedim.

Bir yakınım kredi tesisi amacıyla, evini bir arkadaşı adına tescil ediyor, aralarında yaptıkları, yazılı olmayan sözleşmeye göre kredi ödendikten sonra hiç bir ücret ödemeden evi tekrar kendi üzerine alması hususunda anlaşılıyor. (Krediyi ortak kullanıyorlar)

Ödemelerde sıkıntı çıkınca yeni malik yakınıma haber vermeden evi avukat olan üçüncü şahsa satıp devrediyor.

Evi satın alan avukat, 30 yıldır evde oturmakta olan yakınıma müdahalenin önlenmesi davası açıyor.

Evi avukata devreden şahsın söylemine göre ev kalan kredi borcu olan 40.000 lira civarında bir rakam karşılığında satılmış,
Avukatla yapılan görüşmede 80.000 liraya aldığını söylemiş,
Dava dilekçesinde 140.000 liraya aldığını iddia etmiştir.

Evin rayiçi 200.000 lira civarındadır.

Aynı yakınımın 400.000 liralık dükkanı da benzer bir şekilde elinden gitti, dükkanı için 5 yıllık kira sözleşmesi yapıp, kirayı peşin ödediğini sözleşmeye eklemiş olduğu için henüz dükkandan çıkarılmadı ama mayıs ayında kira sözleşmesi de bitiyor. Gerçekten çok zor durumda olan bu yakınım için tavsiye edebileceğiniz bir yol var mı?

Şekil şartlarını taşımaması inançlı işlemi tamamen vasıfsız mı bırakır?

Yolsuz tescil iddiasında bulunabilir miyiz? (Gerek birinci, gerekse ikinci tescil içi)

Aslında cevabını araştırdığım bu soruları bir umut bir de sizlere danışmak istedim.