|
Sayın Gökhan Karataş,
Yukarıdaki yazımda da ifade ettiğim gibi ben Ankara Barosunda stajımı tamamlayıp ruhsatımı aldım. Ülkemizin çeşitli Barolarında avukatlık yaptım. Baro Yönetim Kurullarında görev yaptım. Bu mesleği çok seviyordum ve keyifle de yaptım. Noterlik belgem olmasına rağmen noterliğe geçmeyi pasif meslek diye düşünmedim. Ancak hayat beni geçmişte bir anda özel nedenlerle tercihe zorladı ve noter oldum. Yani diyeceğim bende avukatlık yaptım, hayatın insanı hangi tercihe zorlayacağını şimdiden kimse bilemez.
ÇHD den noterlik yasa tasarısı ile ilgili açıklama ve imza kampanyasına da cevap vereceğim ancak, öncelikle, size de sorayım; Ben bana gelen ve işlem tanzimi isteyen vatandaşın işinin, ileride uyuşmazlığa konu olacağını gördüğüm zaman önce bir avukat arkadaşa git danış, burada ola ki aleyhine olacak bir şey dersen seni bağlar derim. Genellikle de aldığım cevap boş ver avukatı sen yaz, şimdi avukat çok para ister olur. Şimdi bu yaşananlardan hareketle ülkemizde vatandaş avukatlara ihtiyaç duymuyor öyleyse bunlara gerek yok kurumsal yapılarını tartışalım desem, dünyada ülkemi kalmadı bir ülkeyi de model göstersem, ne hisseder diniz? Niye avukatların hakim ve savcıların girdiği tuvalete, asansöre, otoparklara alınmadığından dolayı yakınıyor, tepki duyuyorsunuz?
Vatandaşlarımız basından kanun teklifini duymuş.Gelen tepkiler barolarımızın aksine çok olumlu…Tam Avrupa modeli diyenler çıkıyor.
Lütfen! Eleştirilerimiz, karşı duruşlarımız kabul edilebilir olsun ve bunları tüm bir mesleğin mensuplarını gücendirecek şekilde yapmayalım. Ben kendi adıma Baro bildirisini şık bulmadım.
Sayın meslektaşım adalet hizmetleri devasa bir bedendir. Ben mahkemelerimizi, hakimlerimizi bu bedenin beyni, savcıları, avukatları, noterleri de bu bedenin organları olarak tanımlarım. Yani başka bir deyişle adalet gemisinde aynı rotada hepimiz yol alıyoruz. Gemiden adam atmaya başlarsak açık denizde bekleyen korsan çok bir gün gelir o gemiden sizi de atıverirler.
Getirilmek istenen değişiklik ile Türk Noterlerine verilmek istenen Avrupa Birliği ülkelerindeki noterlerin yaptığı işlerdir. Avrupa Birliği ve Kıta Avrupası Hukuk sistemindeki noterlik müessesesini ülkemizde uygulamaktır. Ülkemizde adalet hizmetlerini süratli ve etkin bir şekilde yürütülebilmek, adliyelerdeki iş yükünün azaltmak, iş yoğunluğu nedeniyle zamanaşımına uğrayan davalara artık dur demek, özel görevli uzmanlık mahkemelerine ve (İstinaf) Bölge mahkemelerine hakim bulmak bugün kaçınılmaz gerçeğimizdir. Bunu ben söylemiyorum. Türkiye Barolar Birliği temsilcisi Av. Teoman Ergül başkanlığında kurulan, Ankara ve İstanbul Barosunun birer temsilci ile katıldığı IX. Kalkınma Plânı (2007–2013) Adalet Hizmetleri Özel İhtisas Komisyonunun raporunu okuyun lütfen. Ayrıca H.M.U.K. tasarısı üzerinde tüm meslek kuruluşları ortak çok toplantı yaptı ve tasarı bu geniş katılımla şekillendi.
Söz konusu değişiklik teklifi ile avukatların iş alanına müdahale edildiğini düşünmüyorum. Terk eden eşe ihtarname düzenlenmesi, borçlu için tevdii mahalli tayini ya da veraset ilamı düzenlenmesi gibi işlerde işlem tesisini avukat kimden istiyordu: mahkemeden. Yetki avukatlardan alınıp noterlere verilmiyor ki… Kanımca, mevcut durumda avukatlar dava vekaleti alıyor yapılması gereken ne ise yapıyordu. Değişiklikle vatandaş avukata vekalet getirmeden gidecek notere bizzat kendi yapacak dolayısı ile iş kaybı olacak diye düşünülüyor. Boşanma davası açmak isteyen, izale-i şuyuu davası açmak isteyen, ev sahibim kira bedelini almıyor ben ne yapayım diyen vatandaş yine avukatlara gidecektir. Bugün Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinde uyuşmazlıklar had safhadır. Seçimlik hakların hangisinin kişiye uygun olduğunun tartışmasını bir noter olarak ben yapacak değilim. Hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları dışında hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde de sağlamak .avukatın görevi değil mi?(Av. Kan. Madde 2)
MADDE 34: Kanun işlerinde ve hukukî meselelerde mütalaa vermek, mahkeme, hakem veya yargı yetkisini haiz bulunan diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adlî işlemleri takip etmek, bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek, yalnız baroda yazılı avukatlara aittir.
Eğer bir devir söz konusu olacaksa, avukatlara belli bazı belgeleri düzenleme yetkisi ve hakkı verilmesi önünde tek engel resmi nitelikteki kimi iş ve işlemleri yapan kuruluş olan noterler. Resmi işe resmi memur … Ankara Barosunun Basın bildirisinde önerildiği gibi Amerika Birleşik Devletlerinde olduğu gibi resmi diye bir şey bırakmaz, noterleri gemiden atarsak önümüz açılır. Peki işlemde tarafsızlık nasıl sağlanacak? Toplumumuz o ülkenin insanlarının bilinç düzeyinde olsa biz bu tartışmaları yapıyor olurmuyduk?
Saygılarımla…
|