Cevabınız için çok teşekkür ederim, ancak aşağıda bu konuda bulduğum bir Yargıtay Kararını ekliyorum. Bu karar uyarınca İş Mahkemesi'nin görevli olduğu kabul edilmiş.
T.C. YARGITAY
21.Hukuk Dairesi
Esas: *2010/6745
Karar: 2010/9263
Karar Tarihi: 30.09.2010
HACZİN KALDIRILMASI İSTEMİ - İPOTEKLİ TAŞINMAZIN TEFERRUATI NİTELİĞİNDEKİ MENKUL MALLAR - KURUMUN PRİM VE GECİKME ZAMMI ALACAĞI - TAKİPTE YETKİLİ MAHKEMENİN BELİRLENMESİ - ÇÖZÜM YERİNİN ALACAKLI SİGORTA MÜDÜRLÜĞÜNÜN BULUNDUĞU YER İŞ MAHKEMESİ OLMASI
(5502 S. K. m. 34, 37) (6183 S. K. m. 51, 102, 106) (5510 S. K. m. 101)
Dava: Davacı, davalı Kurumca haczedilen ipotekli taşınmazın teferruatı niteliğindeki menkul mallar üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, mahkemenin görevsizliğine karar vermiştir.
Karar: Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi M. Ç. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
Dava, Kuruma prim ve gecikme zammı borcu bulunan, dava dışı şirket lehine davacı Banka tarafından açılan kredilerin teminatı olarak gösterilen taşınmazlar üzerine tesis edilen ipoteklerin, davacı banka tarafından paraya çevrilmesi amacıyla yapılan icra takibi sırasında, davalı Kurum tarafından haczedilen ipotekli taşınmazın teferruatı niteliğindeki menkul mallar üzerine konulan haczin kaldırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece, görevsizlik kararı verilerek dosyanın yetkili ve görevli Adana Nöbetçi İcra Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, kurumun prim ve gecikme zammı alacağı nedeniyle 6183 sayılı Yasa uyarınca yaptığı takipte yetkili mahkemenin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 5502 sayılı Yasanın 34/a maddesinde; Sosyal sigorta ve genel sağlık sigortası prim gelirleri, idarî para cezaları, gecikme cezaları, gecikme zamları ve katılım payları kurum gelirleri arasında sayıldığı gibi aynı Yasa'nın 37. maddesinde de süresi içinde ödenmeyen sosyal sigorta ve genel sağlık sigortası primleri, işsizlik sigortası primleri, idarî para cezaları, gecikme zamları, katılım paylarının Kurum alacağına dönüşeceği ve bu alacakların tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç diğer maddelerinin uygulanacağı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 88. maddesinde de Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç, diğer maddelerinin uygulanacağı, Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesinin yetkili olduğu bildirilmiştir. Öte yandan, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 101. maddesine göre de, bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür.
Somut olayda davacı, 6183 sayılı Yasa uyarınca yapılan takip nedeniyle davalı Kurum tarafından haczedilen, ipotekli taşınmazın teferruatı niteliğindeki menkul mallar üzerine konulan haczin kaldırılmasını istediğine göre; uyuşmazlığın belirgin bir biçimde 5510 sayılı Yasanın 88. maddesinden kaynaklandığı açık ve seçiktir. Hal böyle olunca, uyuşmazlığın çözüm yerinin İcra Mahkemeleri olmayıp, alacaklı Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer İş Mahkemesi olduğu ortadadır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde tarafların bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 30.09.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.