03-10-2013, 14:09
|
#15
|
|
|
|
|
|
Sayın meslektaşım, aşağıdaki kararları incelediniz mi bilmem, ancak; sizin olayınızla benzer. Bana kalırsa, evlenmenin iptali davası sizin istediğiniz sonucu vermeyecek. Kanımca, olayınızdaki bedensel kusurun gizlenmesi 149. madde anlamında bir yanılma değildir. Ancak, eklediğim ikinci karardaki karşı oy görüşü gibi, bedensel kusurun gizlenmesi, eşin güven duygusunu zedeler ve başlı başına bir boşanma sebebi oluşturabilir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açmanız daha garanti bir yoldur diye düşünüyorum. iyi çalışmalar.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2006/5711
Karar No : 2006/12979
♦ EVLİLİĞİN İPTALİ
♦ EŞİN CİLDİNDEKİ SEDEF HASTALIĞININ ALTSOYUN SAĞLIĞI İÇİN TEHLİKE OLUŞTURMAMASI
♦ YANILMA NEDENİYLE EVLİLİĞİN İPTALİ
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda, mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir ( HUMK m. 76 ).
Türk Medeni Kanunu'nun 149/2. maddesi "eşinde bulunmaması onunla birlikte yaşamayı kendisi için çekilmez bir duruma sokacak derecede önemli bir nitelikte yanılarak evlenmişse" ve Türk Medeni Kanunu'nun 150/2. maddesi ise "davacının veya altsoyunun sağlığı için ağır tehlike oluşturan bir hastalık kendisinden gizlenmişse" hükümlerini taşımaktadır.
Toplanan delillerden davalının cilt ( sedef ) hastalığının bulaşıcı nitelikte olmadığı ve tedavi edilebilir olduğu, altsoyun sağlığı için ağır bir tehlike de oluşturmadığı ve yukarıda bahsedilen her iki madde hükmüne uymadığı anlaşılmaktadır. Davacının davasının reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ( BOZULMASINA ), temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.10.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2012/8975
Karar No : 2012/28580
♦EVLİLİK ÖNCESİ KADINDA MEVCUT OLAN RAHATSIZLIK
♦EVLENMENİN NİSBİ BUTLAN İLE BATIL OLMASI
♦BOŞANMA DAVASI
♦NİSBİ BUTLAN İLE BATIL OLAN EVLENME
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Mahkemece, davalı kadının evlilik öncesi "prematüre over yetmezliği" rahatsızlığından söz etmeyerek davacı eşin güvenini sarstığı gerekçesiyle boşanma kararı verilmiş ise de; tarafların ancak evlilik birliği içinde gerçekleşen kusurlu davranışları boşanma sebebi olur. Mahkemenin kabulünde olduğu gibi, davalı evlilik öncesi "prematüre over yetmezliği" rahatsızlığından davacı eşine söz etmemiştir. Davalı kadının evlilik öncesi "prematüre over yetmezliği" rahatsızlığını eşinden gizlemesi, eşini sağlığı konusunda yanıltması ve aldatması, davacının bu sebeple güveninin sarsılmış olması Türk Medeni Kanununun 149 ve 150. maddelerinde düzenlenen nispi butlan sebeplerini oluşturabilir. Evlilik birliği içinde davalı kadının çocuğunun olmaması, yumurtalık rezervinin azalması/tükenmesi davalı kadın tedaviden kaçınmadıkça boşanma sebebi olmaz. Durum böyleyken mahkemece davalı eşin evlilik öncesindeki davranışı sebebiyle davacı eşin güveninin sarsıldığından bahisle tarafların boşanmalarına karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.11.2012 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY : Mahkeme, davalıda saptanan "prematüre over yetmezliğini" boşanma sebebi kabul etmemiş, davalının bu hastalığını gizlemiş olmasını güven sarsıcı davranış olarak görmüş, bu sebeple boşanma kararı vermiştir. Gerçekten de davalının evlilik öncesi var olan ve tıbben tedavi olanağı bulunmayan bu rahatsızlığını gizlemesi kocanın karısına olan güven duygusunu derin biçimde zedeler. Böylesine önemli bir konuda kocanın kendisini kandırılmış hissetmesi, evlilik birliğini temelinden sarsar ve boşanma sebebi oluşturur. Bu bakımdan mahkemece ulaşılan sonuç doğrudur. Kararın onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğa katılmıyoruz.
|
|
 |
|
 |
|
Sayın Meslektaşım, kararlar gayet yerinde, ben de aynı fikirdeyim ancak terditli dava açmanın da bir zararı olmaz.
Terditli davada ilk talebin reddedilmesi, ikinci talebin kabul edilmesi de davalı lehine vekalet ücreti de doğurmaz . Sakıncası yok yani terditli davanın...
|