Mesajı Okuyun
Old 02-10-2013, 22:01   #2
Av.Tümer

 
Varsayılan

Sayın Av. Ömer Ünlü;

İptal davası devam ederken borçlu hakkında iflas kararı verildiği takdirde dava hakkının iflas idaresine geçeceğine ilişkin aşağıdaki karar metnini inceleyiniz.


T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/10845
K. 2009/19710
T. 20.10.2009


TASARRUFUN İPTALİ DAVASI ( Borçlu Şirketin İflası İle Dava Hakkının İflas İdaresine Geçeceği - Takip Alacaklısının Kendi Dosyasından Davaya Konu Taşınmazı Sattırarak Alacağını Tahsil Etmesinin Mümkün Olmadığı )
• İFLAS KARARI ( Tasarrufun İptali Davası Devam Ederken Borçlu Şirket Hakkında İflas Kararı Verildiği/Dava Hakkının İflas İdaresine Geçeceği - Takip Alacaklısının Kendi Dosyasından Davaya Konu Taşınmazı Sattırarak Alacağını Tahsil Etmesinin Mümkün Olamayacağı )
• TAKİP ALACAKLISININ MÜFLİS ŞİRKET TAŞINMAZINI İHALE YOLU İLE SATTIRMASI ( Tasarrufun İptali Davası Devam Ederken Borçlu Şirket Hakkında İflas Kararı Verildiği/Dava Hakkının İflas İdaresine Geçeceği - İhale Yolu İle Alacağını Tahsil Edemeyeceği )
• ŞİKAYET ( Tasarrufun İptali Davası Devam Ederken Borçlu Şirket Hakkında İflas Kararı Verildiği/Dava Hakkının İflas İdaresine Geçeceği - Takip Alacaklısının Kendi Dosyasından Davaya Konu Taşınmazı Sattırarak Alacağını Tahsil Etmesinin Mümkün Olmadığı/Şikayetin Kabulüne Karar Verileceği )

2004/m.193, 277

ÖZET : Tasarrufun İptali davasında; alacaklı banka, borçlu şirket hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapmış ve bu takip sırasında borçlu şirket ile bu şirketten taşınmaz satın alanlar hakkında davayı açmıştır. Bu dava görülmekte iken borçlu şirket hakkında iflas kararı verilmiştir. Bu durumda dava hakkı iflas idaresine geçer. İflasın açılması ile borçlu aleyhinde haciz yolu ile yapılan takipler durur. İflas kararının verilmesi ile birlikte tasarrufun iptali davası sonucu elde edilen menfaat masaya geçer ve alacakların ödenmesine tahsis olunur. Bu nedenle takip alacaklısının kendi dosyasından tasarrufun iptaline konu taşınmazı ihale yoluyla sattırmak sureti ile alacağını alması mümkün değildir. Şikayetin kabulü gerekir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : İİK.nun 277 ve onu izleyen maddelerine göre alacaklılarından mal kaçırmak amacı ile tasarrufta bulunan borçlu hakkında açılacak tasarrufun iptali davasında dava, borçlu ile lehine tasarrufta bulunulan kişiye yöneltilebilir. Bu dava devam ederken borçlu iflas etmiş ise bu tasarrufla ilgili dava hakkı iflas idaresine geçer. İflas idaresi İİK.nun 245. maddesine göre davayı takip haklarını devretmediği sürece, iflastan önce veya sonra açılan tasarrufun iptali davası sonucunda elde edilen menfaatten masa faydalanır. Başka bir anlatımla bu menfaat masanın aktifine girer.
Somut olayda, alacaklı banka, borçlu şirket hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapmış ve bu takip sırasında 09.03.2005 tarihinde borçlu şirket ile bu şirketten taşınmaz satın alanlar hakkında İİK.nun 277 ve devam eden maddelerine dayalı tasarrufun iptali davası açmıştır. Bu dava görülmekte iken borçlu şirket hakkında İzmir 5.Ticaret Mahkemesince 20.07.2006 tarihi itibariyle iflas kararı verilmiştir. İzmir İflas Müdürlüğünün 2006/9 iflas nolu dosyasından yapılan 04.05.2007 tarihli 2. alacaklılar toplantısı tutanağında, tasarrufun iptali davalarını takip için iflas idaresi üyelerine yetki verildiği görülmektedir. İflas idaresi vekili iflas idaresi adına duruşmaya katılmış olup, İzmir 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.07.2008 tarih ve 2005/75 E. - 2008/279 K.sayılı karan ile müflis şirketin davalalılara 08.02.2005 ve 15.02.2005 tarihlerinde yaptığı satışa ilişkin tasarrufun, davacı alacağı ve takip miktarı ile sınırlı olmak üzere iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
İİK.nun 193.maddesi uyarınca iflasın açılması ile borçlu aleyhinde haciz yolu ile yapılan takipler durur. İflas kararının verilmesi ile birlikte tasarrufun iptali davası sonucu elde edilen menfaat masaya geçer ve alacakların ödenmesine tahsis olunur. Bu nedenle takip alacaklısının kendi dosyasından tasarrufun iptaline konu taşınmazı ihale yoluyla sattırmak sureti ile alacağını alması mümkün değildir. Yukanda belirtilen ilkeler uyarınca şikayetin kabulü gerekirken, alacaklı bankanın tasarrufun iptali kararlarının gereğinin yapılması yönünde başvuruda bulunmasının iflasına karar verilen şirket aleyhindeki takibin sürdürülmesi niteliğinde görülmediği gerekçesi ile reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 20.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı İçtihat Programı