Mesajı Okuyun
Old 26-09-2013, 19:53   #2
fountain

 
Varsayılan

işçinin ücret alacağı, kısmî haczedilemezlik kuralı kapsamındaki haklardandır.Ücretin haczedilemeyecek miktarı konusunda, İcra İflas Kanunu m. 83/2‟de bir düzenleme getirilmekle beraber (ücretin haczedilecek kısmı dörtte birden az olamaz), özel hüküm olan 4857 sayılı İş Kanunu m. 35 hükmü ise “ücretin saklı kısmı” başlığı altında, “işçilerin aylık ücretlerinin dörtte birinden fazlası haczedilemez veya başkasına devir ve temlik olunamaz. Ancak, işçinin bakmak zorunda olduğu aile üyeleri için hakim tarafından takdir edilecek miktar bu paraya dahil değildir. Nafaka borcu alacaklılarının hakları saklıdır.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenleme işçinin maaşının dörtte birinden fazlası haczedilemez, bir başkasına devir ve temlik edilemez demiştir. Bir tek nafaka alacaklıları bu kuraldan müstesna tutulmuştur.
Maaş ve ücretlerde hacze iştirak olmaz. Yargıtay 12. HD.’nin 22.10.2007 T., 2007/16015 E., 2007/19201 K. sayılı kararı “...maaş ve ücret üzerinde birden fazla haciz varsa, bunlar sıraya konur ve sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe sondaki haciz için kesintiye geçilemez. Anılan hükümde öngörülen haciz, kesin haciz olup ödeme sırasının kesin haciz tarihlerine göre belirlenmesi gerekir. Bu nedenle, icra mahkemesinin yukarıdaki açıklamalara aykırı biçimde ve İİK.’nın 268. maddesine göre paylaştırma kararı vermesi isabetsizdir...” şeklindedir.
Kanatimce bankanın çalışanı olmasının bankaya bir avantajı olmayacaktır.