13-09-2013, 12:28
|
#2
|
|
Herkese merhaba,
tarim iscisi olarak calisan müvekkil, arazi sahibi ile yevmiye hesabi anlasmislar ve kendi idaresindeki 30 isci ile 45 gün calismislardir. Is bitince arazi sahibi yevmiye hesabi ile zararda oldugunu, zaten tarlalarin iyi ürün vermedigini ve dönüm hesabi ücret ödeyecegi seklindeki gerekcelerle müvekkilin parasini ödememistir. Arada yazili bir sözlesme yok. Müvekkil toplam alacagi olan 20.000 TL icin ilamsiz takip yoluna gider ve borclu, borcunun 7.000 TL oldugunu ve bunuda dosyaya yatirdigini ve baskaca borcu olmadigini beyanla takibe itiraz etmistir.
1- Borclu aradaki sözlesmenin varligini kabul ettigi icin, sözlesmenin varligi sanirim sabit hale geldi. Ancak alacak miktarindaki farkliligi müvekkil ispatlamak zorunda kalacak. Yazili bir sözlesme yok, aradaki iliski hizmet sözlesmesine dayali oldugu icin tanik dinlenebilir mi?
2- HMK. 203/b :İşin niteliğine ve tarafların durumlarına göre, senede bağlanmaması teamül olarak yerleşmiş bulunan hukuki işlemler icin senetle ispat zorunlulugu yoktur. Müvekkilin durumu bu madde kapsamina girer mi?
3- Müvekkil kendi idaresinde calisan diger iscilere paralarini ödemek zorunda kalmistir. Bu sebeple müvekkil kendi adina husumet yönelttiginde bu konuda bir sikinti yasar mi?
4- isci alacagi oldugu icin bu duruma is kanunu hükümleri mi yoksa borclar kanunu hükümleri mi uygulanir?
Bu konuda görüslerini yazacak meslektaslarima simdiden tesekkür ederim.
Müvekkiliniz ile karşı taraf arasındaki ilişkinin işçi-işveren ilişkisi olmadığını düşünüyorum. Dolayısı ile bence İş Kanunu hükümleri uygulanmaz.
|