12-09-2013, 13:54
|
#2
|
|
YHGK
Esas : 2006/4-309
Karar : 2006/359
Tarih : 07.06.2006
MANEVİ TAZMİNAT ( Yürütmeyi Durdurma Karırını Uygulayıp Kısa Sürede Akni İşlem Yapılması )
İDARİ YARGI KARARLARININ UYGULANMAMASI
YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARININ UYGULANMAMASI
YARGI KARARININ UYGULANMASINI TAKİBEN KISA SÜREDE İKİNCİ KEZ AKSİNE İŞLEM YAPILMASI
TMK.24
2577 Sa.Ka.2
BK.49
82An.125, 138
1. Yürütmenin durdurulması kararları da nihai kararlar gibi bir mahkeme kararı olduğundan, anılan kararlara yürütme ve idarenin uyma zorunluluğu bulunduğu kuşkusuzdur.
Sorumluluk için idarenin ve kamu görevlisinin ayrıca kin, garez, husumet ve benzeri duyguların etkisi altında hareket ettiklerinin araştırılmasına gerek yoktur. Salt yargı kararlarının yerine getirilmemesi sorumluluk için yeterli bir unsurdur.
Yargı kararlarının uygulanmaması, kamu görevlisi yönünden kişisel kusur oluşturmasının yanında; Türk Ceza Kanunu`nun 228. maddesinde açıklanan "Devlet memurlarından her kim bir şahıs veya memur hakkında memuriyetine ilişkin vazifeyi suiistimal ile yasa veya nizamın tayin ettiği ahvalden başka suretle keyfi bir muamele yapar veya yapılmasını emreder veya ettirirse cezalandırılır" hükmünü ihlal eden suç niteliğinde olduğu ceza yargısı ile tesbit edilmiştir.
2. Somut olayda; davalının Bakanı olarak görevli bulunduğu sırada müsteşar yardımcısı olan davacı, bu görevinden alınarak müşavirlik görevine atanmıştır. Her ne kadar davacı, atama işleminin idari yargı kararı ile yürütülmesinin durdurulmasından sonra, 03.12.2003 gününde görevine iade edilmiş ise de, kısa bir süre sonra, 26.01.2004 gününde APK uzmanlığı kadrosu ile ikinci kez görev yerinin değiştirilmiş ve salt kadro boşaltılması nedenine dayalı olarak yapılan bu ikinci atamadan sonra, açık bulunan sair müsteşar yardımcılığı kadrolarına başka atamalar yapılmış olması karşısında; Danıştay 5. Dairesi`nce verilen 22.09.2003 günlü yürütmeyi durdurma kararının gerçek anlamda uygulandığından söz edilmesi olanaklı değildir.
Bu itibarla, davalının imza ve katkılarıyla yapılan işlemlerle, yürütmeyi durdurma kararı gerçek ve kalıcı nitelikte uygulanmadığından; zararın varlığının kabulü ile, davalının tazminatla sorumlu tutulması gerektiği kuşku ve duraksamadan uzaktır.fk
umarım işinize yarar.
|