Mesajı Okuyun
Old 29-08-2013, 11:17   #3
Lpolat

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım süresi içinde kadastro müdürlüğüne itirazlarınızı yapınız.Kadastro müdürlüğü itirazlarınızı red ederse aşağıda belirtildiği gibi bu gerekçeleri esas alarak davanızı açabileceğiniz kanaatindeyim.

4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1023 üncü maddesindeki “Tapu kütüğündeki tescile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur” ilkesi mükerrer kadastroda uygulanamamaktadır. Yani bir kişi iyi niyetle bir taşınmazı satın alırsa ve bu taşınmazın mükerrer kadastro sonucu oluşmuş olduğu anlaşılırsa, bu taşınmazla ilgili bir ayni hak (mülkiyet hakkı) kazanan bu kişinin tapu kütüğündeki hakkı korunmaz ve taşınmazı tapu kütüğünden terkin edilerek tapu kaydı iptal edilir.
Zira, 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1023 üncü maddesindeki güven ilkesi, tapu sicilinin aleniyetinin bir sonucudur. Çift tapu olayı olarak adlandırılan mükerrer kadastroda, tapu sicili kendi içerisinde çelişkiye düşer ve aleniyetini yitirir. Bunun için iyi niyetli üçüncü kişilerin hakkı korunmaz ve geçersiz olan tapu kaydı iptal edilir. Ancak hakkı korunmayan üçüncü kişiler, 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007 nci maddesi kapsamında tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan zararlarını tazmin edebilirler.
Bu durumda, üçüncü kişilerin uğradığı zararların memurlara rücu ettirilmesi konusu ise tartışmalıdır.
Her ne kadar Yargıtay’ca kadastro çalışmaları sırasında yapılan hatalardan devletin sorumlu olmayacağı belirtilse de, iyi niyetli üçüncü kişilerin zararlarının tazmininde kadastro çalışmasını yapan memurlara rücu edilebilecektir. Nitekim mahkemelerin bu yönde kararlar verdiği görülmektedir. Kadastrodan sonra yapılan teknik işlemler sonucu bir mükerrerliğe neden olunması ve üçüncü kişilerin de bundan zarar görmesi durumunda, işlemi yapan ve kontrol eden kadastro müdürlüğü görevlileri sorumlu olacaktır.