31-07-2013, 14:56
|
#9
|
|
T.C. YARGITAY
8.Hukuk Dairesi
Esas: 2012/2879
Karar: 2012/3723
Karar Tarihi: 03.05.2012
TAKİBİN İPTALİ İSTEMİ - BİRİKMİŞ İŞTİRAK NAFAKALARIN TAHSİLİ İÇİN BAŞLATILAN İCRA TAKİBİ - TAKİBİN ANNE TARAFINDAN BAŞLATILMASINDA İSABETSİZLİK BULUNMADIĞI - BORÇLUNUN DİĞER İTİRAZI SEBEPLERİ İNCELENEREK KARAR VERİLMESİ GEREĞİ
ÖZET: Olayda, takip konusu yapılan birikmiş nafaka çocuğun bakım ve gözetimi için anaya katkı payı olarak hükmedildiğinden çocuğun anaya verilen bu katkı payını kendi adına talep etmesi mümkün değildir. Takip konusu edilen nafaka alacakları çocuk reşit olmadan önce doğmuştur. Bu nedenle takibin anne tarafından başlatılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Mahkemece, borçlunun diğer itirazı sebepleri incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekir.
(4721 S. K. m. 182) (6100 S. K. Geç. m. 3)
Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Karar: Alacaklı tarafından başlatılan ilamların icrasına yönelik takibin dayanağı ilamda <dava tarihinden itibaren aylık 400.00 TL tedbir nafakasına> karar verilmiş, karar kesinleştiğinde iştirak nafakası olarak devamı öngörülmüştür.
Takipte 07.06.2007 dava tarihinden başlayarak 2010 yılı Kasım ayı nafakası da dahil olmak üzere birikmiş nafakalar istenilmiştir.
Mahkemece çocuğun 19.11.2010 tarihinde reşit olduğu bu tarihten sonra 12.01.2011 tarihinde annesi tarafından takip başlatılamayacağı, annenin takip hakkı olmadığı gerekçesiyle aktif husumet nedeniyle takibin iptaline karar verilmiştir.
Takip konusu yapılan birikmiş nafaka çocuğun bakım ve gözetimi için anaya katkı payı olarak hükmedildiğinden çocuğun anaya verilen bu katkı payını kendi adına talep etmesi mümkün değildir. Takip konusu edilen nafaka alacakları çocuk reşit olmadan önce doğmuştur. Bu nedenle takibin anne tarafından başlatılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Mahkemece, borçlunun diğer itirazı sebepleri incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, 03.05.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
|