17-07-2013, 23:36
|
#2
|
|
Sayın Meslektaşım;
Anlattığınız hukuki vaka artık klasikleşmiş bir muris muvazaası olayıdır. Belki buna benzer 10 binlerce dava vardır.
Şimdi uzun uzun anlatmak istemiyorum ama, bu tür davaları sıkça takip eden bir meslektaşınız olarak şu şekilde özetleyebilirim.
Muris muvazaası kavramı, 1974 tarihli bir Hukuk Genel Kurulu Kararına dayanmaktadır. Bu içtihat gereğince, görünürdeki satış işlemi bağış amacı taşıdığından geçersiz olmakta, bağış işlemi ise şekle aykırı yapıldığından geçersiz sayılmaktadır.
Yani, burada üvey kardeşlerin yaptığı satış işlemi hukuken geçersiz gibi görünmektedir. Bu sebeple, muris muvazaası davasını kazanma ihtimaliniz yüksektir. Yalnız burada murisin toplam terekesini de dikkate almalısınız. Terekede bu iki daireden başka mal varsa hukuki durumunuz biraz değişebilir.
Genelde muris muvazaası davaları tenkis davası ile birlikte terditli olarak açılır. Bu durumda tenkis davası muris muvazaası davasının sonucunu bekleyecektir. Kanaatimce Tenkis davasında süre kaybınız da söz konusu değildir. Çünkü, TMK 571. madde gereğince tenkis davasında hak düşürücü süre, saklı payın zedelendiğini öğrendikten itibaren başlamaktadır. Ölümden itibaren 10 yıl geçmediğine göre, bence muris muvazaası davası ve tenkis davasını birlikte açabilirsiniz. Ancak, muris muvazaası davasına ağırlık vermenizi tavsiye ederim.
İyi Çalışmalar
|