Alıntı: Yazan Av. İbrahim YİĞİT Diğer taraftan iş hukukçuları olarak bizler dilekçelerimizde ısrarla, faiz başlangıç tarihlerinin (kıdem hariç) toplam rakam için (davada ilk olarak talep edilen ve ıslah ile artırılan tüm alacak miktarı için), daha önce ihtarname çekilmediği durumlarda, dava tarihinden itibaren işletilmesini talep etmekteyiz. Önümüzdeki yıllarda, bu kararları inceleyecek dairenin talebimiz doğrultusunda görüş değiştirmesini umut ediyoruz. Gerekçemiz ise oldukça basit ve geçerli: " Yargıtay olarak siz, meblağ belirtmeyen ihtarname ile işverenin temerrüde düştüğünü ve alacak kalemlerinin (ihtanamede de talep edilen) ve miktarlarının tamamına, ihtarname ile süre verilmiş olması halinde sürenin hitamından itibaren faiz işletilmesinin geçerli olduğunu kabul ediyorsunuz, o halde dava açmak ile de aynı görüşe değer vermeniz gerekir. Zira dava da, ihtarname gibi işveren davalıya ulaştığı anda işveren tarafından alacak kalemlerinin ve miktarlarının hesaplanabilir olduğu kabul edilmelidir. Aynı amaca ve göreve sahip ihtarnameye verilen değerin, dava dilekçesine verilmemesi usul ve yasaya aykırıdır "

İşçi vekili olduğum dosyalarda bende bahsettiğiniz Yargıtay kararını gerekçe gösterek "sadece alacak kalemlerinin yazılı ihtarname gönderilmesi temerrüt için yeterliyse dava dilekçesi de aynı işlevi görür ıslah miktarı için ayrı temerrüt tarihi yerine dava tarihi esas alınmalı" diye yerel mahkemede dirensemde hakimler "bulun Yargıtay kararı uygulayalım" demekte...