Mesajı Okuyun
Old 13-06-2013, 06:28   #2
SINIRSIZ

 
Varsayılan

Yargıtay
12. Hukuk Dairesi

Esas : 2010/5461
Karar : 2010/7098
Tarih : 25.03.2010


-YARGITAY İLAMI-

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

TTK'nun 720. maddesi uyarınca, çek bedelinin ödenmeme nedeninin çek arkasına şerh verilmesi ibraz için yeterlidir. Çekin karşılıksız olduğunun şerh verilmesi zorunlu olmayıp, herhangi bir nedenle ödenmediğinin şerh verilmesi halinde de geçerli bir ibraz vardır. Takip dayanağı 17/05/2009 keşide tarihli 11.550 YTL bedelli çekin arka yüzünün incelenmesinde; yasal süresinde 26/05/2009 tarihinde bankaya ibraz edilerek "iş bu çekteki keşideci imzası tutmadığından işlem yapılamamıştır." şerhinin yazıldığı görülmektedir. Bu hali ile geçerli ibraz mevcut olup, senet kambiyo niteliğini taşımaktadır. Bu özellikteki belge ile alacaklı, kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapabileceği gibi, ilamsız takip yolu ile de alacağını tahsil edebilir. Dolayısiyle mahkemenin bu yöne ilişkin gerekçesinde isabet bulunmamaktadır.

Ana taşınmazın yönetimi için atanan yönetici veya yönetim kurulu vekil niteliğindedir. Bu nedenle de vekil gibi sorumlu ve vekilin haklarına sahiptirler. Üçüncü kişilere karşı kat maliklerini temsil ederken B.K.'nun 388. maddesi hükmü çerçevesinde işlem yapmakla yükümlüdürler. Hal böyle olunca, kambiyo senedinin (çekin) düzenlendiği tarih itibariyle kat maliklerini temsil ederken B.K.'nun 388. maddesi hükmü uygulanır. Çekin keşide tarihi itibariyle, kat malikleri kurulu tarafından, yöneticiye kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisinin verilmemesi halinde, senedi imzalayan şahsen mesul olur. O tarihte yetki verilmesi halinde ise kat malikleri borçtan sorumlu olur. Bu husus mahkeme nezdinde İİK'nun 168/5. maddesinde açıklanan yasal itiraz süresi içerisinde ileri sürülmek koşulu ile mahkemece denetlenebilir ise de, somut olayda açıklanan biçimde bir itiraz yapılmamıştır. Ne var ki apartman yöneticiliğinin aktif ve pasif husumet ehliyeti bulunmadığından, yöneticilik aleyhine takip yapılamaz. Bu nedenle mahkemenin yöneticilik adına yapılan takibin iptaline karar vermesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak somut olayda takip Ufuk (1) sitesi yöneticiliği yanında, yönetim kurulu üyeleri S. U. Malhan, I. M. Yıldızhan ve T.O.'ya karşı da başlatılmış olup, mahkemece sadece yöneticilik hakkındaki takibin iptali ile yetinilmesi ve yönetim kurulu üyelerinin itiraz nedenleri incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken takibin tümü ile iptaline karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.



Kaynak:Corpus Arşiv