Mesajı Okuyun
Old 12-06-2013, 08:52   #7
MEGA46

 
Varsayılan çok önemli

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi E:2004/7709 - K:2005/6891
  • KAT KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİ ( İnşaatın İmar Mevzuatına Uygun H.Getirilmesi İçin Davacı Yükleniciye Uygun Mehil ve Yetki Verilmeden Yapılan İşler Bedeline Yönelik Davanın Tümden Reddinin Doğru Olmadığı )
  • İMARA AYKIRILIK ( İnşaatın İmar Mevzuatına Uygun H.Getirilmesi İçin Davacı Yükleniciye Uygun Mehil ve Yetki Verilmeden Yapılan İşler Bedeline Yönelik Davanın Tümden Reddinin Doğru Olmadığı )
  • İNŞAATIN İMAR MEVZUATINA UYGUN H.GETİRİLMESİ ( Davacı Yükleniciye Uygun Mehil ve Yetki Verilmeden Yapılan İşler Bedeline Yönelik Davanın Tümden Reddinin Doğru Olmadığı - Kat Karşılığı İnşaat )
  • YIKIM ( İnşaatın İmar Mevzuatına Uygun H.Getirilmesi İçin Davacı Yükleniciye Uygun Mehil ve Yetki Verilmeden Yapılan İşler Bedeline Yönelik Davanın Tümden Reddinin Doğru Olmadığı - Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi )
ÖZET :
İmara aykırı olarak yapılan yapının ekonomik bir değeri bulunmayacağından ve yıkımı gerekeceğinden bedeli talep edilemez ise de yüklenici tarafından inşaatın durdurulduğu tarihe kadar yapılan işlerin imara uygun hale getirilip getirilemeyeceği ve davalının savunması gibi yıkılması gerekip gerekmediği üzerinde durulmadan, %34 seviyesindeki inşaatın imar mevzuatına uygun hale getirilmesi için davacı yükleniciye uygun mehil ve yetki verilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde yapılan işler bedeline yönelik davanın tümden reddi doğru değildir.

DAVA :
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ise de davetiye pulu olmadığından duruşma isteğinin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve davalı-k.davacının temyiz dilekçesinin süresi dışında, davacı-k.davalı ve birleşen davanın davacılarının temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR :
1-Mahkemenin gerekçeli kararı davalı ve birleşen davanın davacısı arsa sahibinin vekiline 1.5.2004 tarihinde, davacı ve karşı davalı yüklenici vekilinin temyiz dilekçesi ise 24.5.2004 tarihinde tebliğ edilmiş, arsa sahibi vekili vasıtasıyla 27.5.2004 tarihinde verdiği dilekçeyle hükmü temyiz etmiştir. Temyiz dilekçesi temyiz defterine kaydedilmediği gibi temyiz harcı da yatırılmadığından davalı ve karşılık davacı arsa sahibinin temyiz dilekçelerinin süre yönünden reddi gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre birleşen davanın davacıları olan 3. kişiler N. A, B. A. ve A. A. vekilinin tüm, davacı-karşı davalı yüklenici vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
3-Davacı ve karşılık davalı yüklenicinin diğer temyiz itirazlarına gelince; yüklenici tarafından 18.3.1996 tarihli düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile üstlenilen inşaatın tasdikli projesi bulunmadan ve ruhsata bağlı olmadan yapımına başlandığı ve alınan bilirkişi raporuyla saptanan %34 seviyeye getirilmiş iken sözleşmenin arsa sahibi tarafından haklı nedenlere dayalı olarak fesih edildiği dosya kapsamı delillerle sabittir. Davacı yüklenici asıl davada yaptığı iş bedeli olarak 13.155.312.500 TL.nın tahsilini istemiş, mahkemece imara aykırı inşaat yapılması nedeniyle iş bedelinin talep edilemeyeceği gerekçesi ile davası red edilmiştir.
Dosyada bulunan 2.6.1999 tarihli Belediye yazısıyla 26.5.1998 tarihli encümen kararından yüklenici tarafından yapılan inşaatın ruhsatı ve projesi olmadığı için 12.5.1998 tarihinde 3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca zabıt tutularak durdurulduğu anlaşılmaktadır. İmara aykırı olarak yapılan yapının ekonomik bir değeri bulunmayacağından ve yıkımı gerekeceğinden bedeli talep edilemez ise de yüklenici tarafından inşaatın durdurulduğu 12.5.1998 tarihine kadar yapılan işlerin imara uygun hale getirilip getirilemeyeceği ve davalının savunması gibi yıkılması gerekip gerekmediği üzerinde durulmadan, %34 seviyesindeki inşaatın imar mevzuatına uygun hale getirilmesi için davacı yükleniciye uygun mehil ve yetki verilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde yapılan işler bedeline yönelik davanın tümden reddi doğru olmamıştır. O halde mahkemece yapılacak iş; davacı yüklenici tarafından 18.3.1996 tarihli sözleşme ile üstlenilen ve natamam halde iken durdurulan inşaatın imar mevzuatına uygun hale getirilebilmesi için vekaletten azledilmiş olan yükleniciye uygun bir mehil ve yetki tanınması, inşaat yasal hale getirildiğinde fesih tarihindeki mahalli rayiçler üzerinden bedeline hükmedilmesi, yasal hale getirilemediği takdirde ise kaçak inşaatın yıkımı gerekeceğinden ve ekonomik değeri bulunmadığından şimdiki gibi davanın reddine karar verilmesinden ibarettir.

SONUÇ : Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalı ve karşılık davacı arsa sahibinin temyiz isteminin süre yönünden reddine, 2. bent uyarınca birleşen davanın davacıları N, B. ve A. A'nın tüm, davacı ve karşı davalı yüklenicinin sair temyiz itirazlarının reddine, 3. bent uyarınca hükmün temyiz eden davacı ve karşı davalı yüklenici yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1,10 YTL temyiz ilam harcının temyiz eden birleşen davanın davacılarından alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacık.davalıya geri verilmesine, 19.12.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.


sayın üstadım Yargıtay kararı buna benzer bir sürü var. biz o zaman bir tespit davası ile yapılan ruhsat bedellerinin ve yapı denetim firması için yatırılan bedelleri D.İş ile tespit yaptırıp sebepsiz zenginleşmeye atıfta bulunarak yeni bir dava açalım.
şu an sürmekte olan davada ise imalat bedeli yönünden davanın kabulüne karar verileceğini düşünüyoruz. Çünkü; Mahkemenin verdiği yetki sonucunda ruhsat işlemleri bitirilmiş ve mevcut ruhsatsız bina yasal hale getirilmiştir.
Arsa sahipleri kötü niyetli oldukları için ruhsat iptali davası açtıkları ve idare mahkemesinin İ.K 22 maddesinde yazılı hususlar ışığında ruhsat iptali kararı vermesi kanun gereği olduğundan, mevcut binanın yasal hale gelme durumunun mevcut olduğu alınan ruhsat ile sabittir. bu yüzden asliye hukuk mahkemesinin imalat bedeline yönelik bir ret kararı vermesi herhalde olağan dışıdır diye düşünüyoruz. Umarım yanılmayız,

Bahsettiğiniz yetkisiz temsilci şu an yüklenici konumundaki müvekkilim mi oluyor. şöyle ifade edeyim, asliye hukuk mahkemesi yükleniciye yetki veriyor ruhsat işlemleri için. idare mahkemesi arsa sahiplerinin ruhsat iptal davası sonucunda ruhsatın ancak tapu maliki veya vekilleri tarafından alınacağı İ.K madde 22 bağlamında iptal ediyor. o o zaman yüklenici yetkisiz temsilci mi oluyor? Mahkemenin verdiği yetki bir anlam ifade etmiyor mu. yapılan tüm giderler sebepsiz zenginleşme kapsamında değerlendirilip arsa sahiplerinden istenebilinir mi?
bu konuda engin tecrübenize ve bilginize ihtiyacımız var. sonzuz teşekkürler.5354641086