Mesajı Okuyun
Old 20-05-2013, 08:16   #2
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avukat Kaya
İyi çalışmalar meslektaşlarım. Bir konuda düşüncelerinizi almak istiyorum;

Müvekkilin imzasını taşıyan bir belgenin imzanın üst bölümü kesiliyor. İmzalı kalan kısmın arkasına bono için yazılması gereken tüm yazılar elle yazılıyor ve müvekkil lehtar gösteriliyor. Arkada müvekkilin imzasının altına üçüncü şahsın cirosu vurularak takibe konuluyor. Tabi keşidecinin imzası sahte ve miktar 550.000 TL.

Bu aşamada sahte evrak düzenlemekten keşideci ( çünkü asıl evrak, öncesinde keşideci olarak ismi yazılan şahsa müvekkil tarafından verilmiştir) ve üçüncü şahıs hakkında suç duyurusunda bulunduk. Aynı şekilde takibin durdurulmasına yönelik tedbir talepli menfi tespit davası açaçağız. Sormak istediğim konu şu; acaba menfi tespit davasına bakan mahkeme: HMK 209/1 ' e rağmen takibi durdurmuyorum diyebilir mi? Tecrübelerinizi paylaşmanızı rica ediyorum. iyi haftalar..


HMK 209:
Yazı veya imza inkârının sonucu
(1) Adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz.

Bu olay nedeniyle açacağınız menfi tespit davasında, senede konu borcun doğumuna engel olan şey, senet muhtevasının sahteliğidir. İddianıza göre, senet altındaki imza müvekkilinize ait ama senedin muhtevası sahte...

Dolayısıyla mahkeme bu sahtelik iddianızı (davanızı) mutlaka değerlendirir. Ancak kabul etmek gerekir ki senet muhtevasının sahteliğini ispat etmek çok zordur.