Mesajı Okuyun
Old 08-05-2013, 06:56   #8
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan gizem88
Sn meslektaşım Serhat bey,yorumlarınızdan anladığım kadarıyla 6292 sayılı kanuna oldukça hakimsiniz. Benim oldukça karmaşık vakamla ilgili fikir yürütüp bu husustaki denyimlerinizle beni bilgilendirirseniz çok memnun olacağım. Vaka konusu arazi Büyükada'da bulunmakta 1942 yılında 3116s. yasa ile orman sınırları içine alınıyor, 1944 tarihinde yapılan itirazla da orman sınırları haricinde bırakılıyor. Bizim için asıl önemli, şüreç 1958 yılında müvekkilimin babasının araziyi almasıyla başlıyor. Görüldüğü üzere taşınmaz satın alındığında tapu da herhangi bir şerh bulunmamakta. 1978-79 yıllarında arazi 6831 s. kanunun 1744s. yasa ile değişik 2/B md uygulamasında 4785s. yasa ile devletleşen ormanlar kapsamında tutuluyor ve bu karar kesinleşiyor. 1981'de maliğin ölmesiyle 1983 yılında verasetle müvekkilime intikal eden tapu senedine taşınmazın vasfı olarak 'müfrez çamlık' ekleniyor.1988 yılında müvekkilimin haberi olmaksızın arazi 3302s. ile değişik 2/B md uygulamasıyla tekrar orman sınırları dışında bırakılıyor. Son olarak 1995 yılında Orman Genel Müdürlüğü'nün açtığı tapu iptali ve tescil davasıyla taşınmazın hissedarlar üzerindeki tapu kaydının iptali ile orman vasıflı olarak Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar veriliyor. Bu karar süresinde temyiz edilmeyerek 2002 tarihinde kesinleşmiş. Bu durumda yaptığım araştırmalar sonucu MK 1007'deki 10 yıllık zamanaşımı süresi kesin olarak kaçırılmış. Peki sizce bu vaka 6292s. kanunun 7f/4 maddesi kapsamında değerlendirilip tazminat talebimimize esas teşkil eder mi? Eğer bu mümkünse bu konuda uygulamayla ilgili bilgilerinizi de paylaşırsanız çok sevinirim. İyi çalışmalar.


ilgili madde:

Alıntı:
(4) Bu maddeye göre ilgililerine iade edilmesi gereken taşınmazlardan orman olduğu iddiasıyla Orman Genel Müdürlüğünce açılan davalar sonucunda orman niteliğiyle Hazine adına tescil edilen, fiilen orman niteliğinde olan veya bu nedenle dava açılması gereken, ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilen, kamu hizmetlerine ayrılan veya bu amaçla kullanılan, özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gereken veya Maliye Bakanlığınca belirlenen taşınmazlar ilgililerine iade edilmez. Bu taşınmazların yerine, idarece belirlenen ve ilgililerince itiraz ve dava konusu edilmeksizin kabul edilen rayiç bedelleri ödenebilir veya rayiç bedellerine uygun taşınmazlar verilebilir.
Şeklindedir.

7. Maddenin başlığı 2A ve 2B şeklinde belirtilmiş ise de, 4.fıkrada (halen) fiilen orman olduğu için iade edilemeyen yerler bakımından tazminat ödeneceğinin belirtilmesi nedeniyle, öncesinde özel mülkiyete konu olan ancak daha sonra orman vasfı nedeniyle hazine adına tescil edilen yerlerin de rayiç değerinin tazminat olarak talep edilebileceği anlamı çıkmaktadır. Çünkü bu maddenin tatbiki sadece 2B'ler bakımından söz konusu olsaydı, orman alanı dışına çıkarılmış olması gereken yerler düşünülürdü ki bu durumda halen orman olduğu için iade edilememe durumu bahis mevzuu olmazdı!

Bence mutlaka iade (mümkün değilse 4. fıkraya göre rayiç değerin ödenmesini) talep edin, reddedilirse dava açarsınız.

Tebliğ'in ilgili maddesi ise aşağıdadır ve kanaatimce bu görüşü desteklemektedir:

Alıntı:
İade kapsamında değerlendirilmeyecek taşınmazlar

MADDE 14 – (1) İade edilmesi gereken ancak;

a) Orman olduğu iddiasıyla Orman Genel Müdürlüğünce açılan davalar sonucunda orman niteliğiyle Hazine adına tescil edilen,

b) Fiilen orman niteliğinde olan ya da bu sebeple dava açılması gereken,

c) Ağaçlandırılmak üzere Orman İdaresine tahsis edilen,


ç) Kamu hizmetlerine ayrılan veya bu amaçla kullanılan,

d) Özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gereken,

e) Bakanlıkça belirlenen (Bakanlık tarafından talimat verilmediği sürece taşınmazlar bu kapsamda değerlendirilmeyerek satış işlemlerine devam edilecektir.),

taşınmazlar iade edilmeyecektir.

(2) Bu taşınmazların yerine, İdarece belirlenen ve ilgililerince itiraz ve dava konusu edilmeksizin kabul edilen;

a) Öncelikle rayiç bedeline uygun başka bir taşınmazın teklif edileceğini,

b) Teklif edilecek taşınmazın bulunmaması veya teklif edilen taşınmazın kabul edilmemesi durumunda ise iadeye konu edilemeyen taşınmazın rayiç bedelinin ödeneceğini,

c) İade edilemeyen taşınmazın üzerinde kişiye ait muhdesat bulunması durumunda muhdesata ilişkin olarak bu Genel Tebliğin “Diğer İşlemler” başlıklı 17 nci maddesinin ikinci fıkrası kapsamında belirlenecek bedelin zemin bedeline ekleneceğini,

içeren ve örneği bu Genel Tebliğin ekinde (EK-8/B) yer alan yazı yazılacaktır. Önerilecek taşınmazın bedeli, iade edilemeyen taşınmazın bedelinin yüzde yüz yirmisini aşmayacaktır. Bu orana kadar Hazine lehine olan farklar ilgilisi tarafından ödenecektir.