|
Sayın Şükran Tüfekçioğlu, iltifatlarınız ve vermiş olduğunuz bilgiler için teşekkür ederim. Yazınızdan hareketle noterlik kanununu incelemek istedim. Noterlerin görevleri kısmını sizlerle de paylaşıyorum.
 |
Alıntı: |
 |
|
|
|
|
|
|
|
SEKİZİNCİ KISIM: NOTERLERİN GÖREVLERİ
BİRİNCİ BÖLÜM : GENEL OLARAK
NOTERLERİN GENEL OLARAK YAPACAKLARI İŞLER:
Madde 60 - Noterlerin görevleri:
1. Yapılması kanunla başka bir makam, merci veya şahsa verilmemiş olan her nevi hukuki işlemleri düzenlemek,
2. Kanunlarda resmi olarak yapılmaları emredilen ve mercileri belirtilmemiş olan bütün hukuki işlemleri bu kanun hükümlerine göre yapmak,
3. Gayrimenkul satış va'di sözleşmesi yapmak,
4. Bu kanuna uygun olarak dışarda yazılıp getirilen kağıtların üzerindeki imza, mühür veya herhangi bir işareti veya tarihi onaylamak,
5. Bu kanun hükümlerine göre yapılan işlemlerin dairede kalan asıl veya örneklerinden veya getirilen kağıtlardan örnek çıkarıp vermek,
6. Belgeleri bir dilden diğer dile veya bir yazıdan başka bir yazıya çevirmek,
7. Protesto, ihbarname ve ihtarname göndermek,
8. Kanunen tescili gereken işlemleri tescil etmek,
9. Bu ve diğer kanunlarla verilmiş sair işleri yapmak.
İKİNCİ BÖLÜM: ÖZEL OLARAK
TESPİT İŞLERİ:
Madde 61 - Noterler bir şeyin veya bir yerin hal ve şeklini, kıymetini, ilgili şahısların kimlik ve ifadelerini tespit ederler ve davet edildiklerinde piyango ve özel kuruluşların kur'a, seçim ve toplantılarında hazır bulunarak durumu belgelendirirler.
EMANET İŞLERİ:
Madde 62 - Noterler, saklanmak veya bir şahsa verilmek üzere getirilen emanetleri, aşağıdaki hükümlere göre muhafaza ederler.
...
DEFTER ONAYLAMAK:
Madde 68 - Noterler Türk Ticaret Kanunu ve diğer kanunlar hükümlerine göre tutulması gereken defterleri bu kanunlar uyarınca onaylarlar.
VASİYETNAME VE ÖLÜME BAĞLI TASARRUFLARLA İLGİLİ İŞLER:
Madde 69 - Noterler açık veya kapalı olarak verilen vasiyetnameleri saklarlar ve buna dair bir tutanak düzenlerler. Gerek bu suretle saklanan vasiyetnameleri, gerek noterler tarafından düzenlenen sair ölüme bağlı tasarrufları yapanların ölümü halinde bilgi verilmesi için, durumu bunların kayıtlı oldukları nüfus dairelerine yazı ile bildirirler.
TEBLİGAT İŞLERİ:
Madde 70 - Tebliği istenen her nevi kağıt, Tebligat Kanunu hükümlerine göre muhatabına tebliğ olunur. Tebliğ tutanağı dairedeki nüshaya bağlanır. Tebliğin yapıldığı veya yapılamadığı ilgilisine verilecek nüshasına yazılıp onaylanır.
|
|
 |
|
 |
|
Noterlik Kanununda noterlere verilen yetkileri inceledikten sonra, noterlerin mevcut yetkileri ile, forumda yer alan haberde de belirtildiği üzere, noterlere verilmesi düşünülen yetkileri kıyaslama yoluna gittiğimde, noterlerin sahip olduğu yetkilerin mahiyetinde değişme olduğunu gözlemliyorum.
 |
Alıntı: |
 |
|
|
|
|
|
|
|
Örneğinizden haraketle ifade edeyim ki, olası yetki değişikliği ile noterler ameliyathaneye sokulmuş olmuyor. Eczacının eline neşter verilip haydi kes ve ortalığı kana bula denmiyor. Cerrahta eczacı da kendi asli işlerini yapmaya devam edecek. |
|
 |
|
 |
|
Yukarıdaki yazımda da belirttiğim üzere, eczacıların eline yalnızca neşter veriliyor. Neşteri alan eczacılara ameliyatı yapma yetkisi verilmiyor. İşte sorun da bu noktadan doğuyor. Yani yargılama sürecinde ikiliğin çıkmasına neden olabilecek bir durum ile karşı karşıyayız.
İlgili yetkilerden hangilerinin çekişmeli, hangilerinin çekişmesiz yargı alanına girdiği konusunda net bilgilerim yok; ancak söz konusu yetkiler, çekişmeli yargı alanında da kullanılabilecek yetkiler. Diyelim ki; çekişmeli yargıya giren bir uyuşmazlık söz konusu. Bu uyuşmazlığı çözme görevi de benim üzerimde. İlgili uyuşmazlığa ilişkin olarak hem tanıkların dinlenmesi hem de keşif yapılması gerekiyor. Söz konusu uyuşmazlık ile ilgili olan duruşmanın olduğu sabah mahkemeye geliyorum. Bir de ne göreyim. Tanıklar dinlenmiş, keşif yapılmış. Önümde, tanık beyanları ile keşif tutanağı var. Eğer ki; yargılama süreci matematiksel kesinliğe sahip bir süreç olsa idi, tanık beyanlarını ve keşif tutanağını okuyup, karar verirdim; ancak yargılama süreci matematiksel kesinliğe sahip bir süreç olmadığından bu işlemleri kendim yapmadan sağlıklı bir karar veremezdim.
Sağlıklı bir karar veremezdim; çünkü ben, dağın tepesinden aşağı doğru sarkarken, aşağı sarktığım ipin sağlam olup olmadığını kendi gözlerimle inceleyemiyorum. İpin başındaki kişi, bana, ne kadar da: "bak bu ip çok sağlam, sıkı bir yere de bağlıyorum, hadi güvenle in artık" dese de, ben, kendi gözlerimle ipi incelemeliyim ki; gönül rahatlığı ile dağdan aşağı sarkayım.
Söz konusu yetkilerin noterlere verilmesini kabul etmemem, noterlerin, bu görevin altından kalakamayacakları korkum değildir. Aksine, noterlerin birçoğu alanında uzmanlaşmış kişilerden oluşmakta. Bu görevlerin altından da rahatlıkla kalkabilecek niteliğe sahipler. Bununla birlikte, benim karşı çıktığım nokta, bu yetkilerin verilmesi dolayısıyla yargılamada ikilik oluşturulmasıdır. Kaygılandığım husus budur. Bu hususu açık bir biçimde aydınlatabilirseniz, sizlere müteşekkir kalırım.
Saygılarımla
|