|
Merhabalar,
Konuya ilişkin ulaşabildiğim emsal nitelikteki kararı bilginize sunarım. Saygılarımla.
11.Hukuk Dairesi
Esas: 2010/358
Karar: 2011/8632
Karar Tarihi: 11.07.2011
ÖZET: Dava, davacı tarafından kullanılan kredinin erken ödenmesi nedeniyle haksız olarak kesildiği iddia olunan tutarın tahsiline ilişkin olup, davalı erken ödeme yapıldığını ve sözleşmeye göre yapılan kesintinin usulüne uygun olduğunu savunmuş, davacı ise erken ödemenin söz konusu olmadığını belirtmiştir. Taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde erken ödeme halinde kesinti yapılacağına dair hüküm bulunduğuna göre, uyuşmazlığın hallinde öncelikle bir erken ödeme olup olmadığının ve varsa bunun süresinin, buna göre yapılan kesintinin doğru olup olmadığının araştırılması gerekmektedir.
(2004 S. K. m. 72)
Dava ve Karar: Taraflar arasında görülen davada Serik 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce verilen 03.06.2009 tarih ve 2008/395 - 2009/313 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi D. S. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, davalı bankadan 28.06.2007 tarihinde 200.000 Euro ticari kredi Kullandığını, 07/09/2007 tarihinde borcu ödediğini, davalı bankanın erken ödeme nedeniyle erken kapama komisyonu adı altında hesabından 3.500 TL para çektiğini ileri sürerek, 3.500 TL'nin avans faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili, davacının 23/05/2007 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ile 200.000 Euro ticari kredi kullandığını, geri ödemenin 12 taksit olarak 3,5 yıl vadeli yapılacağını, davacının 28/06/2007 tarihinde kredi borcunu bankaya ödediğini. Genel Kredi Sözleşmesi'nin 15.6 maddesi gereğince erken kapama komisyonunun tahsil edilmesinin sözleşmeye uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna dayanılarak, taraflar arasında imzalanmış Genel Kredi Sözleşmesi gereği kullanılan Dövize endeksli Ticari Kredinin erken ödenmesi üzerine davacının hesabından erken ödeme ücreti olarak ihbarda bulunmaksızın ücret kesilmesinin Genel Kredi Sözleşmesi'nde düzenlenmiş olduğu, bu düzenlenmenin hukuka ve emredici hukuk kurallarına aykırı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı temyiz etmiştir.
Dava, davacı tarafından kullanılan kredinin erken ödenmesi nedeniyle haksız olarak kesildiği iddia olunan tutarın tahsiline ilişkin olup, yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere davalı erken ödeme yapıldığını ve sözleşmeye göre yapılan kesintinin usulüne uygun olduğunu savunmuş, davacı ise erken ödemenin söz konusu olmadığını belirtmiştir. Taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi'nde erken ödeme halinde kesinti yapılacağına dair hüküm bulunduğuna göre, uyuşmazlığın hallinde öncelikle bir erken ödeme olup olmadığının ve varsa bunun süresinin, buna göre yapılan kesintinin doğru olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. Bu durumda, uyuşmazlık bankacılık işleminden kaynaklandığından mahkemece davacıya kullandırılan kredinin süresinin ne olduğu, kredinin ne zaman geri ödendiği ve buna göre kesilen tutarın sözleşmeye uygun olup olmadığının seçilecek bankacı bir bilirkişi vasıtasıyla incelettirilerek, gerektiğinde banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak tespit olunmak ve neticesine göre karar vermek gerekirken, bankacılık alanında ne şekilde uzman olduğu anlaşılmayan avukat bilirkişiden alınan ve yukarıdaki hususları içermeyen bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11.07.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
|