28-03-2013, 12:14
|
#9
|
|
Öncelikle ilginiz ve değerli cevaplarınız için teşekkür ederim. Engin Bey'in dediği gibi kanun metninde geçen "asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda" kısmına girebilir diye düşünüyorum.
Misal olarak: şoför olarak yük taşıma işi ile yurt dışında bir görevle görevlendirilmiş iken, dinlenme sırasında ve otel odasında kalp krizi geçirerek vefat etmiştir. İlk derece mahkemesi vermiş olduğu kararda kalp krizinin iş kazası olarak kabul edilmesi gerektiğini, ancak olayın yapılan iş ile ilgili bir yer ve zamanda meydana gelmemiş olmasından dolayı iş kazası olarak kabul edilemeyeceğini belirtmiştir. Yargıtay 21. Hukuk Dairesi ise 26.04.2010 tarihli kararında, kaza olayını 5510 sayılı Kanun’un 13. Maddesinin (c) beni kapsamında (“...sigortalının işveren tarafından görev ile başka bir yere gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda...”) meydana geldiği şeklinde değerlendirmiş ve olayı iş kazası saymıştır.[5] Özellikle Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin vermiş olduğu bu karar, konunun yargı bakış açısı ile ne kadar geniş bir şekilde ele alındığına güzel bir örnek teşkil etmektedir. Zira kalp krizinin araç başında ve hatta çalışmaya konu olan iş ile hiç ilgisi olmayan bir yer ve zamanda meydana gelmiş olmasına rağmen Yargıtay bu olayı dahi iş kazası olarak değerlendirmiştir. Bu çerçevede olayın iş kazası olduğunu düşünüyorum.
Bizim olayda ince bir ayrıntı daha var. Kişi gece bekçisiyken, belediyece başka bir görevlendirme için (elektrik tesisatı) başka bir yere gönderiyor. Başka bir görevle görevlendirilmiş olası da işçi açısından bir çıkış noktası olabilir. Zira gece bekçisi olduğu için eve geç gitmiş ve uykusuz kalmış. Hatta biz uykusu kaçsın diye göle girdiğini iddia ettik.
Tüm bu olaylar çerçevesinde yargıtay kararı, ufuk açıcı güzel bir yorum, bakış açısı ile bizleri aydınlatmış olacaksınız. Teşekkürlerimi sunar, başarılar dilerim...
|