 |
Alıntı: |
 |
|
|
 |
Yazan magistra175 |
 |
|
|
|
|
|
|
ihtiyati hacze ilişkin özel hükümler saklıdır denilerek, esasında ihtiyati haczinde ihtiyati tedbirin bir türü olduğu ancak İİK da özel hükümlerle düzenlendiği, ihtiyati hacze ilişkin özel hükümlerin öncelikle uygulanacağı, ancak ihtiyati hacze ilişkin özel bir hüküm olmaması halinde ihtiyati tedbire ilişkin hükümlerin uygulama alanı bulacağını belirtilmektedir.
|
|
 |
|
 |
|
Usul hukukunu yeniden yazıyorsunuz sayın Magistra

Kanun koyucunun tam da sizin bu yorumunuza benzer yorumlar (tebdir hükümlerinin kıyasen hacize de uygulanabileceği) yapılmasını engellemek için o hükmü oraya koymuş olabileceği fikrini düşünmenizi öneririm.
Hukukta "kıyas" denilen şey sizin yaptığınız gibi "bu bunun türüdür, o halde kıyas yapabiliriz" mantığı ile yapılmıyor. İhtiyati tedbir ile ihtiyati haciz arasındaki benzerlik ikisinin de çok genel anlamda bir "geçici koruma" türü olmasından ötesi değildir. İki konunun tabi olduğu kanun ve kurallar da farklıdır.
Durum sizin dediğiniz gibi olsaydı, ihtiyati haciz her türlü usuli ayrıntısına kadar İİK'da düzenlenmez, "hmk'da düzenlenen tedbir hükümleri kıyasen uygulanır" denilir, geçilirdi.
İlk cevabınız özelinde gidersek de, Türkiye sınırları içindeki hiçbir mahkemenin yazı işleri müdürünün aldığınız ihtiyati haciz kararlarını bizzat uygulamasını sağlayamazsınız. Sizi İİK'daki ihtiyati haciz hükümleri gereğince icra dairesine yönlendireceklerdir.