Sayın Av.Ayçe,kısmi davada,falzsı saklı tutulan kısımın ıslahı yeni bir dava olmadığı için zamanaşımının ileri sürülemeyeceğine dair Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin yeni kararları mevcut...Zamanaşımı,fazlaya ilişkin saklı tutulan kısımın ek dava olarak ayrıca açılması halinde gündeme gelebilecektir...
Islah Edilen Kısım İçin de Zamanaşımı Dava Tarihinden Başlar
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/2245
KARAR NO : 2012/5545
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ: Ereğli(Konya) 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/02/2010
NUMARASI : 2003/586-2010/48
DAVACI : Aydan Çakır (Tozoğlu) vekili Avukat Muammer Tozoğlu
DAVALI : 1-Mehmet Karaca vekili Avukat Erhan Özbilgiç 2-Ergin Ekici 3-Koç Allianz Sigorta A.Ş. vekili Avukat Seda Sayınbatur 4-İsviçre Sigorta A.Ş. vekili Avukat Melek Osma
Davacı Aydan Çakır vekili Avukat Muammer Tozoğlu tarafından, davalı Mehmet Karaca vdl. aleyhine 04/11/2003 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 11/02/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalı Mehmet Karaca vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davacının diğer temyizine gelince;dava, trafik kazası nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkidir. Yerel mahkemece, istemin kısmen kabulü ile 29.04.2009 tarihli ıslah dilekçesiyle artırılan kısım yönünden zamanaşımı dolduğu gerekçesiyle reddine karar verilmiş, hüküm, davacı ve davalı Mehmet Karaca tarafından temyiz olunmuştur.
Dosya kapsamından; davaya konu trafik kazasının 15.09.2003 tarihinde gerçekleştiği, eldeki davanın 04.11.2003 tarihinde açıldığı bakiye kısmın ise 29.04.2009 tarihinde ıslah edildiği anlaşılmaktadır.
Yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 176. maddesinde "Taraflardan her biri yapmış olduğu usul işlemlerinin bir kısmını ya da tamamını ıslah edebilir.” Aynı kanunun 177. maddesinde ise; “ tahkikatın sona ermesine kadar ıslah yapılabilir.” biçiminde düzenlemeye yer verilmiştir.
Dava dilekçesinde belirtilen dava konusunun (müddeabih) ıslah yolu ile artırılması ek dava niteliğinde olmayıp dava dilekçesinin kısmi ıslahı niteliğindedir. Yasada ayrıca düzenlenmiş olması ve kendine özgü kurallarının olması nedeniyle ıslah ek dava olarak nitelendirilemez Bu nedenle ancak davaya karşı ileri sürülebilecek zamanaşımı defi, ıslaha karşı ileri sürülemez.
Yerel mahkemece, ıslaha karşı zamanaşımı definde bulunulamayacağı ve ilk davanın da süresinde açılmış olması gözetildiğinde, yerinde olmayan gerekçeyle ıslah edilen bölümün zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacı yararına BOZULMASINA, davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine ve temyiz eden davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 03/04/2012 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
Bu doğrultudaki kararın daha adaletli olduğuna inanıyorum.