Mesajı Okuyun
Old 20-03-2013, 01:18   #13
Av.Bülent Özkan

 
Varsayılan

Arkadaşlar;

HMK'nın ıslah ile ilgili maddesinin gerekçesinde "davalının da ıslah hakkı bulunduğu, zamanaşımının itiraz değil def'i olduğu bu nedenlerle davalının CEVAP DİLEKÇESİNİ ISLAH EDEREK zamanaşımı itirazında bulunabileceği" açıkça yazılıdır.

Eski HMK döneminde de yeni HMK döneminde de ISLAH SURETİ İLE zamanaşımı def'inin ileri sürülebileceğine dair Yargıtay içtihatları vardır.

davalı taraf, cevap dilekçesini ıslah ederek zamanaşımı itirazında bulunabileceğine ve Yargıtay dahi bunu açıkça kabul ettiğine göre davacının ıslahla artırdığı kısma karşı zamanaşımı def'i ileri sürülemez demek mantıksızdır. Açık bir çelişkidir. Davalı TAHKİKAT BİTENE KADAR cevabını ıslah edip davanın tamamına karşı zamanaşımı def'i ileri sürebiliyor ise ıslah ile artırılan kısma babalar gibi zamanaşımı itirazında bulunur, bulunabilmelidir.

Ve de yukarıda açıkladığım gibi "belirsiz alacak davası" kısmi davadaki zamanaşımı sorununu ortadan kaldırmak için getirilmiştir. Belirsiz alacak davası açarsan zamanaşımı işlemez, kısmi dava açarsan zamanaşımı işler. Belirsiz alacak, kısmi alacak şeklinde ayrım yapılmasının nedeni bu.(Üstelik hatırladığım kadarıyla Yargıtay yeni içtihatlarında işçi alacakları için açılan davaları belirsiz alacak saymıştır.)

Zamanla hangi taleplerin "belirsiz alacak" olarak niteleneceği netlik kazanacak ve arkadaşlarımızın vicdani tereddütleri ortadan kalkacaktır.

Ayrıca zamanaşımı toptan gereksiz bir kurum değildir.

Toplumda oluşan ihtiyaca ve adalet duygusuna dayalı olarak yasa hükümlerini yok sayamayız.Aksi halde ortada hukuk devleti diye bir şey kalmaz. Toplumun ihtiyacı aksi yönde ise çözüm yolu Kanun değişikliğidir. Zırt pırt kanun değişikliği yapıldığına göre, davacının ıslahla artırdığı kısım için zamanaşımı işlemeyeceğine ve dava açılınca bu kısım için de zamanaşımının kesileceğine dair bir hüküm konsa yeterli olur. Yoksa belirsiz alacak-kısmi dava ayrımı orada dururken 4 H.D'nin vardığı sonuca varılamaz.

Bu halde 4 H.D'ye nasıl katılalım. Şu dense anlarım; eldeki dava belirsiz alacak davası olduğundan davanın açılması ile alacağın tamamı için zamanaşımı kesilmiştir bu nedenle zamanaşımı def'i dinlenmez. Ancak böyle de denmiyor. Zaten davacı talebini ıslah ile artırıyor ise o dava belirsiz alacak davası değildir. Çünkü belirsiz alacak davasında ıslaha başvurmadan davacı talebini artırabilir, talebini ıslah etmez, ıslah dilekçesi vermez, mahkeme tespit ettiği toplam tutara göre hüküm kurar.

Davaların uzun sürmesi bir mazeret olamaz. Davalar uzun sürüyor bu nedenle hak zayi oluyor diye düşünülüyor ise (1) davacı davasını seneler sonra açmasın (2)davacı davayı açarken 100 TL, 1000 TL gibi uyduruk taleplerden vazgeçip, bir zahmet yaklaşık hesabına göre davasını açsın.

Selamlar